Ali Babacan’ın açıklamalarından satır başları şu formda:

“Billboard rezervasyonlarımız daha evvel yapıldı ancak sözleşmelerimize karşın bilbordlarımızı sökülmek istendi. Hatta arkadaşlarımız nöbet tuttular. Malatya dışında Diyarbakır’da da bu sorunlarla karşılaştık. Ancak burada bir ‘otosansür’ olduğunu düşünüyorum. Direkt bir merkezden yönlendirme olduğunu sanmıyorum. Vilayetlere nazaran yaşadığımız ıstıraplar değişiyor.

“Vatandaşlarımız utangaç davranıyordu ancak artık endişe duvarları aştı. Kaybettiği şeyleri olmayan beşerler şikayetlerini anlatıyor. Yalnızca kaybettiği şeyler olanlar daha temkinli davranıyor.

“Hükümet kurlara bakmıyor lakin her şey dövizle, kurla ilgili”

“Biliyorsunuz hükümetin küçük ortağı ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattı. Ancak dün bir vatandaş düşüncesini lisana getirince Erdoğan ‘Abartıyorsun’ diyerek ‘keyif çayı iç’ diyor. Hangisine inanacağız… Bu nasıl bir çelişki?

“Hükümet kurlara bakmıyor ancak her şey dövizle, kurla ilgili. Kurun artması direkt piyasayı etkiliyor ve vatandaşa hayat pahalılığı olarak geriyor.

“Rezervler azalıp kura müdahale imkanı kalmayınca Merkez Bankası faiz artırmak zorunda kaldı.

“Anayasayı bile yok sayan bir idare ile karşı karşıyayız”

“Kuru artık döviz satarak denetim edemeyecekleri ve rezervler tükendiği için bu sefer faiz artışları ile kuru denetim etmeye çalışıyorlar. Fakat olağan ki bu işin sonu berbat.

“İstişare anlayışı büsbütün yok oldu. Kurallar yok sayıldı, kurumlar adeta tasfiye edildi. Büsbütün kuralsız bir idare anlayışı var. Anayasayı bile yok sayan bir idare ile karşı karşıyayız. Bunların hepsi berbat idarenin emareleri.

“Ben birinci istifa mektubumu 2009 yılında verdi. Kurumların by-paas edilerek yeni bir iş tutma üslubunun emarelerini gördüm. O işler ilgili sorumlu bir kurum var ancak büsbütün ‘gölge’ bir ilgi yapısı ile tıpkı bahiste farklı işler yapılabiliyordu örneğin.

“Kendi çalıştığım devirde liyakatı olmayan hiç kimseyi bir yere getirmedim, hatta kopmalarımız bu nedenle de yaşandı. Kamu bankalarında empoze edilen hiçbir şeyi yapmadım. Hiçbir kamu kurumuma bir akrabamı getirmedim, o yüzden çok rahattım.

“2 aylık bakkal çırağı bunların yaptığı yanlışları yapmaz”

“Türkiye’de önemli bir inşaat patlaması oldu. Döviz kaynakları inşaat dalı için aktarıldı. Ancak inşaat çok az döviz getirisi sağlar. Çok kolay bir mantık var bu işin. Döviz kaynakları tekrar döviz getirisi yatırımlara ayrılmalıydı. Bir bakkalın yanında çalışan beşerler bile bu hesabı yapabilirdi. 2 aylık bakkal çırağı bunların yaptığı kusurları yapmaz.

“‘Ekonomi koşulmasın’ diye dış siyaset ve güvenlik hususları ön plana çıkarıldı. Ekonomik meselelerden kaçmak için dışarıda macera aranmasına mutlaka karşıyız. Dış siyaset ve güvenlik sorunlarında Türkiye’nin geri dönülemez yollara sokulması, askeri gücün caydırıcılığının zafiyete uğramasından çok korkuyorum. Bir sefer o caydırıcılık gücünün üzeri çizilirse bedeli ağır olur.

“‘Memleket makus gitsin’ diye bir fikrimiz yok. Keşke her şey çabucak düzelse, kalbimiz ve duamız bu türlü. Lakin bir yandan mantıklı düşündüğümüzde bu gidişe dur demek için harekete geçtik. Üniversite birinci sınıf öğrenci bile ‘Biz ne yapacağız’ diyor. Daha birinci sınıftaki öğrenci bunu düşünüyor.

“Bürokratlarımız ‘Bu idare anlayışına dayanamıyoruz’ diyerek çekilmek istiyor”

“‘Kur artıyor’ deniyor, ilgili Bakan ‘Ben kura bakmıyorum’ diyor. Kıymetli ihracat pazarlarımızdaki ülkeler kendi kararları ile Türk mallarına ambargo koyuyorlar. ‘Gülüp geçiyoruz’ diyorlar. Bu nasıl bir halktan kopukluktur? Bu nasıl piyasadan kopukluktur?

“Birçok kıymetli arkadaşımız artık istifa ediyor. Kıymetli bürokratlarımız ‘Artık bu berbat idare anlayışına dayanamıyoruz’ diyerek çekilmek istiyor. Zira vicdanları rahat etmiyor.

“Dış politikayı şahsileştirirseniz, ‘Ben o masa oturmam’, ‘Ben o şahısla tokalaşmam’ diyerek yaklaşırsanız alakalar yürümez. Siz kendinizi değil; kocaman bir devleti temsil ediyorsunuz. Dar bakış açısı ile diplomatik bağlantılarımızı yürüttüğümüzü görüyoruz.

“Popülist telaffuzlar, kısa vadede önderlere tahminen güç kazandırır ama uzun vadede hiçbir mana söz etmez. Dış siyaset için geniş bir vizyona sahip olmak gerekiyor.

“Hükümet, şu an Çin’e ses çıkartabiliyor mu?”

“Çıkar ile bedelleri çok iyi dengelemek lazım. Yaşanan ölümlere sessiz kalmayalım fakat çıkar ve bedelleri iyi değerlendirmeliyiz. Şu an Çin’le bağlantılarımızda bedeller yerle bir. Hükümet, şu an Çin’e ses çıkartabiliyor mu?

“Biliyorsunuz iktidarın üçüncü ortağı var. O üçüncü ortak, ezilen Müslümanlar için ‘Uygur kışkırması’ sözünü kullanıyor.

S-400 ve F-35 krizi: Kaybet-kaybet

“ABD’deki seçimlerini çok iyi takip etmeliyiz lakin taraflı bir biçimde değil. Şahsi bir yorum yapmak istemem. Kim seçilirse seçilsin, bizim bağlantılarımızı serinkanlı yürütmemiz gerekiyor. S-400 problemi örneğin çok değerli.

“NATO üyemizi unutmadan S-400 sorununa bakmak lazım. Ki NATO ‘Bizim sistemlerimize entregre değil’ açıklaması yaptı. Ama ABD yıllarca bize Patriot vermedi. Tekrar şahsi bir inatlaşma ile S-400’ler alındı. Milyar dolarlar kaybedildi. Kaybet kaybet yani…

“Dış güvenlik mazeret edilerek milletimizi daha yoksullaşmaya mahkum edecek bir telaffuz tutturabilirler.

“Erdoğan’ın boykot daveti 48 saat sonra unutulur”

“48 saat sonra unutulur. Ne vakit içeride gündem sıkışsa bu türlü bir çıkış yapıyorlar. Globalleşen dünyada bunlar çocukça şeyler. 

“2023’e kalmayacak seçimler”

“Erken seçim, dış güvenlik problemlerine bakışımız ile şekillenecek. Dış güvenlik mazeret edilerek milletimizi daha yoksullaşmaya mahkum edecek bir telaffuz tutturabilirler.

“Dış güvenlik sıkıntıları ‘memleket meselesi’ diyerek gündeme getirirlerse, erken seçim ötelenebilir.

“Erdoğan daha evvel de ‘Erken seçim istemek; vatana ihanettir’ dedi ancak Bahçeli çıkıp erken seçim için tarih verdi. Ama yeniden 2023’e kalmayacak seçimler.

“Dünyada para bol, değerli olan güven”

“Önemli olan itimat iklimi oluşturmak. Memleketler arası yaptırımcılar, yatırım yapacak ülke arıyor. Şayet inançlı ortam oluştursa Türkiye’ye milyonlarca dolar akar.

“Türkiye’nin doğalgaz ya da güç aramasına çok da gerek. Zira Türkiye’nin kaynakları yer üstünde. Yeraltı aramalarının da yapılması kıymetli fakat evvel insan kaynaklarımızı kullanmalıyız.

‘Askıda ekmek’ polemiği

“Türkiye’ye yarar sağlayacak hiçbir iş yapmamışlar lakin ağır tabirlerle konuşmak konusunda maharetliler. Doğal bunlar siyasette olan şeyler. Lakin burada kıymetli olan problem. Yani parti amblemlerini kullanarak ‘askıda ekmek’ uygulaması başlattılar. Bizim şahsi sıkıntımız yok yalnızca çelişkileri ortaya koyduk.”

T24