“Yahudi yerleşimciler için yaklaşık 5 bin konutun inşasını öngören planların gelecekteki iki devletli tahlilin sonucu olacak Filistin devletinin varlığını sürdürmesini tehlikeye attığını” tabir eden Borrell, şunları kaydetti:

“Yerleşimler memleketler arası hukukta gayrimeşrudur. Daima belirtildiği üzere AB, taraflarca mutabık kalınan dışında Kudüs dahil olmak üzere 1967 öncesi sonlardaki rastgele bir değişikliği kabul etmeyecektir. Yerleşim faaliyetleri, Filistinliler ile İsrailliler ortasında sivil ve güvenlik iş birliğinin devamı ile manalı, direkt müzakerelerin sürmesi için gerekli tabana yönelik itimat inşasını amaçlayan mevcut eforları tehdit etmektedir. İsrail hükümeti bu kararları geri almalı ve Doğu Kudüs ile Har Homa, Givat Hamatos ve E1 üzere hassas bölgelerdeki devam eden tüm yerleşim genişlemelerini durdurmalıdır.”

Borrell, ayrıyeten marttan ağustosa kadar Batı Şeria’da Filistinlilere ilişkin yıkılan yahut el koyulan yapıların sayısının arttığını belirterek, “AB, İsrail’e bu cins yıkımları durdurma davetini tekrarlamaktadır.” tabirini kullandı.

İsrail makamları, iki gün içinde Yahudi yerleşimciler için işgal altındaki Batı Şeria’da yaklaşık 5 bin konutun inşa edilmesi planını onaylamıştı. 

İsrailli insan hakları kuruluşu Peace Now’ın datalarına nazaran, işgal altındaki Doğu Kudüs’te 13, Batı Şeria’da 253 yasa dışı Yahudi yerleşim ünitesi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 650 binden fazla Yahudi yerleşimci, işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da güç hale getiriyor. Memleketler arası hukuka nazaran, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim üniteleri yasa dışı kabul ediliyor.