DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, AKP hükümetinin iktisat idaresini eleştirirken “Cumhurbaşkanı son 3-4 yılda tekraren dedi ki ‘döviz alanın eli yanar, dövizinizi satın’ dedi, davet yaptı. Cumhurbaşkanı’nın davetine uyup dövizini satan herkes büyük ziyan etti. Bir Cumhurbaşkanı’nın vatandaşa bu türlü bir davet yapması büyük kusurdur. Siz ekonomiyi gerçek yönetir, inanç oluşturursunuz ne yapacağına vatandaş kendi karar verir” dedi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Tayyip Erdoğan‘ın damatı Berat Albayrak‘ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifasına ait de konuşan Babacan, “Şimdi ne oldu; ‘güven ortamı’ diyoruz değil mi? 6 Kasım’da bütün idaresi değiştirdiler. Akraba Bakan kayıp. O gün bugündür kendisinden haber alınamıyor. Böylesine bir devlet idaresi olur mu? Bölüm teslime bile gelmedi” tabirini kullandı.

Babacan, Olay TV’de Murat Yetkin’le Gündem programında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Merkez Bankası rezervlerinin erimesini ve son faiz artırımlarını pahalandıran Babacan, “Para siyaseti yanlış bir yerde durduğu için döviz rezervleri satıla satıla bu hale geldi” dedi.

“Faiz artırımlarının hepsi Erdoğan’ın bilgi ve müsaadesi dahilinde”

“Yabancı yatırımcılar ucuz fiyattan dolar aldı ve gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘döviz bozdurun’ davetine uyanlar ziyan etti. 6 Kasım’da bütün iktisat idaresini değiştirdiler. Akraba bakan kayıp” formunda konuşan Babacan, şöyle devam etti:

“Türkiye’de hükümetin yapmayacağı bir şey varsa o da hukuk reformudur”

Hükümetin son periyottaki ıslahat telaffuzuna de değinen Babacan, “Türkiye’de artık hukuk devletinden bahsetmek mümkün değil. Türkiye’de hükümetin yapmayacağı bir şey varsa o da hukuk reformudur” tabirini kullandı. “Hiç kimse boşuna beklemesin, bunlar olmayacak” diyen Babacan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Zaten o yüzden biz DEVA partisini kurduk. Hem sistemi düzeltmek hem de zihniyeti topyekün değiştirmek gerekiyor. Bu da anca iktidar değişikliği ile mümkün. Gezi davasına dahilim yok. Türkiye’de habire cezaevi inşa ediliyor. Tutukluluk mühleti artık cezasına dönüşmüş durumda. Tutuksuz yargılanma temel olmalı.”

Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Popülist başkanların olduğu ülkelerde koronavirüs süreci makus yönetildi. ABD bunlardan biri. İngiltere’de de işte görüyorsunuz. Popülist başkanlar vatandaşların meselesini çözemediği için tiyatroyla bu işi götürmeye çalışıyorlar. Vatandaşları yanıltıyorlar. Beşerler oy verdikleri şahısların söylediklerine inanma eğiliminde. Ancak o bireyler süreci yönetemeyince de ortaya felaket çıkıyor. Hasebiyle siyaset bu süreçleri çok etkiliyor.  

Para siyaseti yanlış bir yerde durduğu için döviz rezervleri satıla satıla bu hale geldi. Yabancı yatırımcılar ucuz fiyattan dolar aldı ve gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘döviz bozdurun’ davetine uyanlar ziyan etti. 6 Kasım’da bütün iktisat idaresini değiştirdiler. Akraba bakan kayıp.  

Devlet döviz satışlarını örtülü yapıyor. O yüzden tam sayı bilinmiyor. Nasıl oldu da 3 tane Merkez Bankası değiştirdikten sonra faizler iki katına çıktı. Dünya eksi faizle devam ederken, Türkiye’deki yüzde 17’lik faizi nasıl açıklanacak.

(Faiz lobisi hakkında) Ne olduğu bilinmeyen kavramlar uydurup, işini sürdürmeye çalışmaktır.

Güya faiz artırımına Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmıyormuş üzere bir izlenim oluşturuyor. Lakin bunların hepsi bilgi ve müsaadesi dahilinde. 

Minimum ücret gerçek enflasyon ve bir modül refah hissesi ile artırılmalı. Yalnız devletin açıkladığı uydurma enflasyon değil. 

İşsizlik ve hayat pahalılığı halkın en çok karşılaştığımız problemleri. Özgürlük ve söz özgürlüğünün kısıtlanması da alanda en çok karşılaştığımız meselelerden.  

Türkiye’de artık hukuk devletinden bahsetmek mümkün değil. Türkiye’de hükümetin yapmayacağı bir şey varsa o da hukuk reformudur. Türkiye’de yargının bağımsız olması gerektiğine inan bi idare yok. İktisat tarafındaki bütün üniteler talimatla yönetiliyor, bağımsızlığını kaybetti. Hiç kimse boşuna beklemesin, bunlar olmayacak. Zati o yüzden biz DEVA partisini kurduk. Hem sistemi düzeltmek hem de zihniyeti topyekün değiştirmek gerekiyor. Bu da anca iktidar değişikliği ile mümkün. 

Seyahat davasına dahilim yok. Türkiye’de habire cezaevi inşa ediliyor. Tutukluluk müddeti artık cezasına dönüşmüş durumda. Tutuksuz yargılanma temel olmalı. 

Siyasi partiyi kapatma kararını Sayın Bahçeli mi verecek? Bir siyasi parti kapatılacaksa bunun kararını tarafsız bir yargı verir. İşinize gelmediğinde parti kapatılması yanlış deyin, işinize gelince yargıya talimat verircesine tabirler kullanın. Ben soruyorum Bahçeli’ye; bugüne kadar Türkiye’nin hangi sıkıntısını çözdünüz? 2001 krizinde de hükümet ortağıydınız. Bu ülkenin en büyük düşmanı, yoksulluk, pandemi, işsizlik. Erdoğan her konuşmasında hamaset yapıyor. Her konuşmasında düşman var her konuşmasında hakaret var. 

Türkiye şu an F-35 projesinden kovulmuş durumda. Hem milyarlarca dolar kaybettik, hem F-35’leri kaybettik. S-400’lerin kapağını açmaya kalkınca da yaptırımlar geldik. Yaptırımlarla en değerli savunma sanayii kesimlerini üretemez hale geldi.  

Patriot füze sistemleri değerli. ABD kongresi bu silahların satılmasını önledi. ABD kongresinin büyük yanlışı var fakat bir yanlış öteki bir yanlışla düzeltilmez. Fakat buna kızıp da ahenk sorunu olana bir sisteme milyarlaca dolara para yatırıp, savunma sanayiine darbe vuracak bir adım atması da yanlış. 

Hakkınızı diplomasi ve hukukla korursunuz. Dış bağlantılarda en makûs yalnız kalmak. Dünyada öylesine istenmeyen bir hale geldik ki hiç olmadık ülkeler bize karşı bir ortaya gelmeye başladı. Kim kederi İsrail’le Körfez ülkeleri bir ortaya gelsin. 

Başarılı diplomatlar devre dışı kaldı. Şu anda Ankara’dan gelen saçma sapan talimatları uygulamak zorunda kalan diplomatlarımız var.”

T24