CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Lider Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, organize hata örgütü lideri Sedat Peker’in görüntülerine ait olarak, “İktidar vekilinin cürüm tertipleri tarafından dolara endeksli aylığa bağlandığını şahsen İçişleri Bakanı ekranlarda itiraf ederken ne iktidar partisinin genel liderinden ne de ortağından çıt çıkmadı. AK Parti kurucusu, eski Adalet Bakanı, Meclis Lideri ve artık Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare Şurası üyesi ‘bunların binde biri bile doğruysa felaket!’ derken Yüksek İstişare Kurulu’nun Lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hiçbir şeyi görmüyor, duymuyor” dedi
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Lider Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, gündeme ait haftalık kıymetlendirme raporu hazırladı.
Raporda öne çıkan üç başlık şöyle:
“Böyle çürüme görülmedi”
Hata organizatörlerine akıl satan, danışmanlık yapan, en az üç-dört ekranda program yapıp, köşeleri parselleyen gazetecilerin başta İçişleri Bakanı olmak üzere iktidarın bakanları, bürokratları ile ‘yıllardır birlikte çok yakın teşriki mesai içinde oldukları’ tekrar kabinenin bakanlarınca devlet televizyonunun ekranlarında lisana getirildi. Hata tertibi önderiyle yakın muhabbet içindeki bir gazeteciyle bir İçişleri Bakanı’nın nasıl bir iş birliği ya da çalışması olabilir? İktidar vekilinin talimatıyla hata organizatörlerinin karakolda milletvekili dövdürdüğü, gazetelere baskın yaptığı ve bu baskınlarla, tehditlerle medyada milyar dolarlık el değiştirmelerin hayata geçirildiği açığa çıktı. İktidar vekilinin kabahat tertipleri tarafından dolara endeksli aylığa bağlandığını şahsen İçişleri Bakanı ekranlarda itiraf ederken ne iktidar partisinin genel liderinden ne de ortağından çıt çıkmadı. AK Parti kurucusu, eski Adalet Bakanı, Meclis Lideri ve artık Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare Şurası üyesi ‘bunların binde biri bile doğruysa felaket!’ derken Yüksek İstişare Kurulu’nun Lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hiçbir şeyi görmüyor, duymuyor… Böylesi bir çürüme bugüne kadar hiçbir partide, iktidarda, koalisyonda, ittifakta görülmedi… Son birkaç haftada yaşanan bu olanların hiç birisi iktidar medyasında tek satır haber bile olmadı ancak iktidar sarsıldı, çözülme ve cevap yetiştirme yarışı hızlandı. İktidar medyasının amiral gemilerinin hükümet talimatıyla attırılan manşetlerin hiçbir kararı yok. İktidarın büyük ortağı bir kabahat organizatörünün görüntülerine cevap yetiştirmeye çabalarken, küçük ortağı bir öbür cürüm organizatörünün dava arkadaşlığını sahiplenmenin gölgesinden çıkamıyor.
“AP’ye öfkelenmek tahlil değil”
Avrupa Parlamentosu’nda oy çoğunluğuyla kabul edilen Türkiye Raporu’nda öne çıkan unsurlar ortasında çabuk olarak yapılması gerekenler, atılacak adımlar açısından işaret niteliğindedir. İktidarın bu istikamette bir samimiyet ve zihniyet değişikliği göstermesi, inandırıcı, inanç verici, tavırlar sergilemesiyle bu pürüzler aşılabilir. İktidar anti demokratik uygulamalarını yaygınlaştırırken, AB zoruyla Yargı Islahatı Strateji Dokümanı ilan etmek zorunda kaldı lakin iki yıldan bu yana somut bir adım yok… İnsan Hakları Hareket Planı açıklandı üç yıla yayılacak. Her gün yargıdan bir siyasi karar, haksız tutuklamalar, gözaltılarla karşılaşılıyor. Cezaevlerinde siyasi tutuklular, gazeteciler, akademisyenler yatarken, mafya önderleri, cürüm organizatörleri, siyasetçilere, gazetecilere saldıranlar, tehdit savuranlar serbestçe dolaşıyor, iktidar ortaklarından ‘dava arkadaşı’ olarak prestij görüyor. Artık sıradan hale gelen yolsuzluklar, usulsüzlükler, haksızlıklar, vurgunlar karşısında savcılıkların resen bir dava açmaları, soruşturma başlatmaları akla bile gelmez iken, iki satırlık toplumsal medya paylaşımları için yıllarca mahpus talebiyle peş peşe davalar açılıyor… Bu örnekleri daha da çoğaltmak olanaklı… AB’ye, AP’ye kızıp öfkelenmek ve raporları reddetmek tahlil değildir. Türkiye evvel kimsenin laf söyleyemeyeceği halde demokratik ıslahatlarını süratle yapıp hayata geçirmelidir. Aksi halde önümüzdeki yıl hazırlanacak Türkiye Raporu bugünkünden farklı olmayacak tahminen de daha ağır ithamlar içeren raporlar yazılacak.
“Gençlerimizin yüzde 60’ı günde bir sefer bile bir meyve tüketemiyor”
TÜİK’in 2020 Gençlik Araştırması, 19 yıllık AK Parti iktidarları devrinde ülke gençliğinin hangi pozisyona getirildiği konusunda telaş verici bir tabloyu ortaya koyuyor. Gençlerimizin yüzde 60’ı günde bir kere bile bir meyve tüketemiyor, erişemiyor. Gençlerin eğitim, ömür, gelecek beklentisi, toplumsal hayat şartlarının vahim derecede kötüleştiği, genç bayanların pozisyonundaki kötüleşmenin ürkütücü boyutlarda olduğu resmi sayılara yansıyor… 15-24 yaş ortası 12,9 milyonluk genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25,3 olarak araştırmada yer alırken, en vahim olan genç nüfusun yüzde 28,3’ünün yani 2,9 milyonunun hem eğitim görmediği hem de çalışmadığı. Yani ne eğitimde ne işte tanımlanan gençlerin sayısı çabucak hemen 3 milyon. Günde bir defa zerzevat ya da salata tüketebilen gençlerin oranı ise yüzde 59’dan 52’ye gerilemiş. 19 yıllık AK Parti iktidarının mucizesi, bu ülkenin gençlerinin yüzde 60’ı artık günde bir elma, bir portakal, bir muz ya da salatalık yiyemez hale gelmiş. Gençlerine meyve bile yediremeyen, onları işsiz, eğitimsiz, fakir hale getiren bir iktidar 19 yıldır ülkeyi yönetiyor. Misyona geldiklerinde doğan ve artık 19 yaşında olan milyonlarca genç bir meyveye hasret.”
TIKLAYIN – Sedat Peker’den 7. görüntüde Soylu, Ağar ve Erkan Yıldırım’a ağır suçlamalar: Uyuşturucu ticareti, KKTC cinayetleri, Mumcu ve Adalı suikastleri!
TIKLAYIN – Sedat Peker’den 6. görüntü | Peker, Demirören’e seslendi: AKP’li vekil rica etti, Hürriyet gazetesini ben bastırttım, senin oturduğun koltukta benim emeğim var
TIKLAYIN – Sedat Peker’den 5. görüntü: “Devletin bilgisi dahilinde Fethullah Gülen’le görüşmeye gittiğini söyleyen Mehmet Ağar’ın elinde yazılı buyruk var mıdır; yoksa devlet geleneğinde terör örgütü önderine kelamlı talimatla insan yollanır mı?”
T24
