Çorum’da son yıllarda yağışların yetersiz olması ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi yer altı ve yerüstü su kaynaklarını olumsuz istikamette etkilerken, barajlardaki su ölçüsü da kritik düzeye düştü.
Türkiye’nin geçen yıl en az yağış alan ili olan Çorum’da, bu yıl da kar ve yağmur yağışlarının beklenilen düzeyde olmaması sebebiyle barajlarda su düzeyi süratle düşmeye devam ediyor.
Kentin içme suyu gereksinimini karşılayan Çomar, Yenihayat ve Hatap barajlarındaki su düzeyindeki düşüş ürkütücü boyutlara ulaştı.
İçilebilir su rezervi kalmadı
Barajlar kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, Hatap Barajı’nda su altında kalan ve geçmişte Çorum ile Alaca ilçesi ortasında ulaşımı sağlayan karayolu da ortaya çıktı. İçilebilir su rezervi kalmadığı için barajdan su alımı yapılamıyor. Vilayet genelinde yaşanan kuraklığın boyutunu gösteren ürkütücü görüntü havadan görüntülendi.
Kentte yaşanan kuraklık ve barajlardaki son durum hakkında açıklama yapan Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, şunları söyledi: “Ülkemizin uzun yıllar yağış ortalaması metrekare başına 615,6 kilogramdır. Çorum’un son 40 yıllık yağış ortalamasına baktığımız vakit metrekareye düşen oranı 435,6 kilogramdır. Sayıları kıyasladığımızda Çorum’un ülke ortalamasının altında yağış aldığını gözlemleyebiliyoruz.
Son 3 yıllık yağış ölçülerine baktığımızda Çorum’da 2019 yılında metrekareye toplamda 426 kilogram, 2020 yılında yağış ölçüsü daha azalarak 247,6 kilogram. 2021 yılının birinci 10 ayında ise 358,8 kilogram yağış aldığını görüyoruz. Tüm sayılar birlikte değerlendirildiğinde vilayetimizde yaşadığımız kuraklığın içme suyu rezervlerine de yansımasını görüyoruz.“
“Suyumuzu israf etmeden kullanmak durumundayız”
Barajların doluluk oranı ve yağış ölçülerinin yaşanılan kuraklığı net bir halde ortaya koyduğunu vurgulayan Vali Çiftçi, şöyle tamamladı: “Gerek dünyada gerekse ülkemizde bir kuraklık karar sürmektedir. Sayılara baktığımızda da kuraklığı boyutu net bir formda anlaşılmaktadır.
Önümüzdeki yıllarda içme ve kullanma suyunda ziraî sulama da sorun yaşamamak için hem içme suyumuzu hem de kullanma suyumuzu israf etmeden kullanmak durumundayız.
Bunun bir vatandaşlık vazifesi olduğunu düşünüyorum. Zira su hayattır. Su rahmettir. Susuz bir hayatın yaşanması mümkün değildir.“
T24
