Edirne Cezaevi’nde 5 yılı aşkın müddettir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta enflasyon sayıları açıklandıktan sonra bilgi alma gayesiyle TÜİK’e gitmesine ve içeri alınmamasına ait olarak bir yazı kaleme aldı.
İktidar kanadı tarafından kelam konusu ziyaretin “TÜİK baskını” olarak nitelendirildiğini hatırlatan Demirtaş, milletvekillerinin ‘denetleme’ yetkisinin de olduğunu hatırlatarak, “Bir iktidar milletvekili rastgele bir kamu kurumuna gittiğinde onu kapıda önünü ilikleyerek karşılayan bürokratlar, bir muhalefet milletvekili gittiğinde kapıyı açmıyorsa ortada önemli bir zihniyet çarpıklığı ve otoriter devlet var demektir” dedi.
Demirtaş şu sözleri kullandı:
TBMM içtüzüğü ve Anayasa, milletvekillerine iki temel misyon vermiştir. Birincisi yasama yani kanun yapma, ikincisi ise denetleme yani iktidarın icraatlarını teftiş etmedir. Yasama vazifesi ve yetkisi yaygınca biliniyor, açıklamaya gerek yok. Fakat denetleme misyonu ve yetkisi ya pek bilinmiyor ya da kutsal devlet zihniyeti nedeniyle hiç kullanılmıyor, kullandırılmıyor. Meğer iktidarın istisnasız tüm faaliyetleri yargı ve yasama kontrolüne tabidir. En azından Anayasa bu türlü söylüyor. Yani millet, vekilleri aracılığıyla, devleti yönetenlerin her şeyini fakat her şeyini denetleme hakkına hatta sorumluluğuna sahiptir. Devlet ve kurumları kimsenin babasının malı değildir, hükümetlerin hiç değildir. Devletin bir toplu iğnesi bile halka aittir. Devleti yönetenler, o toplu iğneyi nasıl kullandığının hesabını halka vermek zorundadır. Bu hesap verme işi hükümetlerin keyfine bağlı değildir, Anayasal ve ahlaki bir zorunluluktur. Pekala halk devleti nasıl denetleyecek? Elbette seçtiği temsilciler, milletvekilleri ve yargı aracılığıyla.
Münasebetiyle TÜİK’e giden milletin vekilleri bilgi edinme hakkı kapsamında değil, TBMM’nin, Anayasa’nın ve milletin onlara verdiği denetleme hakkı, yetkisi, vazifesi kapsamında oradadırlar.
Bir iktidar milletvekili rastgele bir kamu kurumuna gittiğinde onu kapıda önünü ilikleyerek karşılayan bürokratlar, bir muhalefet milletvekili gittiğinde kapıyı açmıyorsa ortada önemli bir zihniyet çarpıklığı ve otoriter devlet var demektir. TBMM’de her milletvekili tıpkı hakka sahipken iktidar, devletin sahibi üzere davranıyor ve bu da olağan karşılanıyorsa durum vahim demektir. Gerçek bir demokratik parlamenter sisteme geçilecekse milletvekillerinin devleti denetleme yetkisi bilhassa düzenlenmelidir.
Özetle sevgili ve pahalı halk; devlet senindir, senin öz malındır. Ne hükümetin ne bürokratlarındır. Şayet senin vekilin senin ismine senin kurumlarını denetlemeye gittiğinde birileri buna baskın diyorsa bil ki sana ilişkin olanı birileri gasp etmiş demektir. Ne yapacaksın o halde? Elbette onu geri alacaksın. Sen halksın, yaparsın.
T24
