DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetlerinden sorumlu Genel Lider Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “Fransa’daki Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasa Tasarısı” hakkında açıklamalarda bulundu. Yeneroğlu, “Fransa dini hak ve özgürlükleri ölçüsüz biçimde sınırlamakta, Müslüman’ları potansiyel hatalı olarak ötekileştirmekte” tenkidinde bulundu.
“Müslümanlar başta olmak üzere; kılık kıyafet, yenilen yiyecekler ve toplu ibadet edilmesi gereken haller nedeniyle farklı uygulamalara sahip bütün dini kümeler bu yasa tasarısından etkilenmektedir” diyen Yeneroğlu, “Senatonun da onaylaması halinde; yasa tasarısının ismiyle tezat bir formda cumhuriyet ve çoğulcu demokrasi unsurlarına büsbütün ters bir periyoda geçilmiş olacaktır” sözlerini kullandı.
“Aşırı sağın tesiriyle hak ve özgürlükleri kısıtlayan bu yasa tasarısı geri çekilmelidir”
Fransız vatandaşların, dini hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, dini dernek ve ibadethanelerin kurulmasının zorlaştığı ayrımcı siyasetlerin hâkim olduğu bir Fransa oluşturulmakta olduğunu söyleyen Yeneroğlu, “Aşırı sağın tesiriyle hak ve özgürlükleri kısıtlayan bu yasa tasarısı geri çekilmelidir” dedi.
Tasarı neleri kapsıyor? Yasa tasarısı parlamentodan geçerse, hükûmetin mescitler ve din okulları üzerindeki denetimi artacak. Çokeşlilik, mecburî evlilik üzere bahislerde tedbirler artırılacak. Tasarı tıpkı vakitte Müslümanlara ilişkin dernek ve sivil toplum kuruluşlarının finansmanını kontrol altına almayı öngörüyor. Tasarı, ayrıyeten tüm kamu vazifelileri için “sekülerlik eğitimini” mecburî kılıyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, yasa tasarısı üzerine yapılan son görüşmeden sonra tasarı hakkında “Cumhuriyet’in kurulduğu prensip ve bedellere düşmanca bir ideoloji olan radikal İslam’ın gelişimine karşı somut bir cevap oluşturacak” sözlerini kullanmıştı. TIKLAYIN – Fransa’da, tartışmalı ‘radikal İslamcılarla mücadele’ yasa tasarısı Ulusal Meclis’te onaylandı |
Yeneroğlu’nun açıklamaları şöyle:
Fransa’da 16 Şubat Salı günü “Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasa Tasarısı” millet meclisinde kabul edildi ve Senato’nun onayına sunuldu. Bu yasa tasarısının birinci ismi “İslamcı Ayrılıkçılıkla Uğraş Yasa Tasarısı” iken yansılar üzerine tasarının ismi Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasası’na çevrilmiştir. İsim değişikliğine karşın içeriği ve özü tıpkı kalmış, temelde Fransa’da yaşayan Müslümanları gaye alan, onları damgalayan ayrımcı bir yasa tasarısı olarak millet meclisinde kabul edilmiştir.
Müslümanlar başta olmak üzere; kılık kıyafet, yenilen yiyecekler ve toplu ibadet edilmesi gereken haller nedeniyle farklı uygulamalara sahip bütün dini kümeler bu yasa tasarısından etkilenmektedir. Senatonun da onaylaması halinde; yasa tasarısının ismiyle tezat bir halde cumhuriyet ve çoğulcu demokrasi unsurlarına büsbütün alışılmamış bir periyoda geçilmiş olacaktır. Fransız vatandaşların, dini hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, dini dernek ve ibadethanelerin kurulmasının zorlaştığı, farklı dine mensup insanların potansiyel hatalı olarak görüldüğü ve dernek ve örgütlenme haklarını kullanmak istedikleri her anda sıkı bir müşahede altına alındıkları ayrımcı siyasetlerin hâkim olduğu bir Fransa oluşturulmaktadır.
Dini derneklerden “cumhuriyet prensiplerine saygı” talebi, bir derneğin yöneticisinin yahut üyesinin işlediği hata hareketinden ötürü derneğin büsbütün kapatılması, bir derneğin 5 yılda bir dini dernek statüsü için tekrar başvurması ve çocuklar için 3 yaşından itibaren zarurî eğitimin getirilerek meskenden eğitimin yasaklanması üzere unsurlarla temel haklara ağır darbe vurulmaktadır.
Dini dernek ve kümelere yönelik, içeriği temel hakları kısıtlayıcı yorumlamalara ve uygulamalara açık bu düzenlemelere tüm dini cemaatler büyük reaksiyon göstermektedir. Müslümanların yanı sıra Katolik, Ortodoks, Protestan Hıristiyanlar, Museviler ve Budistler de bu yasa tasarısına karşı çıkmaktadır. Farklı dini kümeler; özgürce ibadet etmeye mahzurlar koyan, dini derneklerin finansmanının sıkı bir halde denetimine müsaade veren, dindarların rahatsız edici ve izlenmesi gereken bireyler olduğu izlenimi yaratan yasa tasarısını tam bir uzlaşı halinde protesto etmektedir.
Çok sağın tesiriyle hak ve özgürlükleri kısıtlayan bu yasa tasarısı geri çekilmelidir. Fransız Cumhuriyeti’nin temel prensipleriyle barışık, Fransız toplumuna ve günlük ömrüne entegre olabilmiş, dini inanç ve etnik kimliğini de koruyan bireylerin Fransa’da barış ve huzur içerisinde yaşamasına imkân verilmelidir.
Ne yazık ki; son yıllarda dünyanın birçok ülkesinde çok sağ partiler, merkez partileri tesirleri altına alarak, onları, merkezde konumlanan partilerin olağanda yapmayacakları faaliyetleri yapmaya, önermeyecekleri antidemokratik kanunları çıkarmaya yöneltmektedirler. Hâlbuki çok sağ partilere teslim olarak gerçekleştirilen faaliyetlerden ülkelere hayır gelmemektedir. Zira vatandaşların bir kısmını potansiyel düşman yahut hatalı olarak görmek toplum huzurunu bozarak kutuplaştırmayı artırmaktadır. Kutuplaşma sonucunda karşılıklı yabancılaşma artmakta, ötekileştirme geri dönülemez boyutlara ulaşmaktadır. Bu sebeplerle; tüm dünyada çok sağ ve kimlikçi partilerin ve akımların ülke siyasetlerine hâkim olmalarına pürüz olunması, demokratların ise farklılıkların ahenk içinde bir ortada yaşamalarının teminatı olan çoğulcu toplum sistemleri için uğraşlarını artırmaları gerekmektedir.
T24
