Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Hamidi, “kırık bir kalpten ölme”nin kulağa bir aşk romanı sayfasından alınmış bir cümle üzere gelse de gerçekte bu durumun çağdaş tıpta bir karşılığı ve hatta tanımlanmış bir sendromu olduğunu söyledi.

Birinci olarak 1990 yılında Japonya’da Hiraru Sato tarafından tanımlanmış olan bu sendroma Takotsubo Kardiyomiyopatisi ismi verildiğini tabir eden Özel Medicana Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Hamidi, “Takotsubo ismi Japonca takotsubo ‘ahtapot tuzağı’ sözünden gelir. Zira kalbin sol karıncığı bu durumdan etkilendiğinde ahtapot tuzağına benzeyen bir biçim alır. Takotsubo Kardiyomiyopatisi ya da daha bilinen ismiyle kırık kalp sendromu ekseriyetle ani bir hastalık, sevilen birinin kaybı, önemli bir kaza yahut doğal afet üzere şiddetli duygusal yahut fizikî gerilimin bir sonucu olarak, kalbin ana pompalama odası olan sol karıncığın zayıflamasıyla kendini gösteren bir hastalıktır. Hastaların yüzde 90’ından fazlasının 58-75 yaş ortası bayanlardan oluştuğu gösterilmiş ve yapılan araştırmalarda kalp krizi geçirdiğinden şüphelenilen bayanların yüzde 5’inin de aslında bu hastalığa sahip olduğu bildirilmiştir” dedi.

Kırık kalp sendromunu kalp krizinden nasıl ayırabiliriz?

Takotsubo belirtilerinin kalp krizine çok benzediğini belirten Hamidi şöyle konuştu:

“Hastalar göğüs ağrısı, göğüste basınç yahut gerginlik, kol ve omuzlarda ağrı, nefes darlığı bulantı yahut kusma ile başvurabilirler. Pekala, kırık kalp sendromunu gerçek bir kalp krizinden nasıl ayırabiliriz? Kalp krizlerine çoklukla bir koroner arterin büsbütün yahut neredeyse büsbütün tıkanması sebep olur. Bu tıkanma, arter duvarındaki yağ birikiminden (ateroskleroz) kaynaklanan daralma bölgesinde oluşan bir kan pıhtısından kaynaklanmaktadır. Kırık kalp sendromunda, koroner arterlerdeki kan akışı azalabilse de, koroner arterler tıkanmaz. Bunu da en kolay koroner anjiyografi ile gösterebiliriz. Takotsubo Kardiyomiyopatisi için standart bir tedavi olmamasına karşın, birçok kişi 1 ay içinde büsbütün iyileşir. Hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısı hayli düşüktür fakat yaklaşık yüzde 20’sinde kalp yetmezliği görülebilir.

Salgın ile geçen bir yılda salgının yalnızca fizyolojik tesirlerini değil, ruhsal tesirlerini de ağır bir biçimde yaşadık. Bilhassa yaşlı nüfusun karantina sürecinde bu tesirleri daha ağır halde hissettiğini söylemek yanlış olmaz.

Cleveland Clinic’teki araştırmacılar, geçtiğimiz baharda Ohio’daki iki hastanede tedavi edilen kalp rahatsızlığı olan hastaları inceledi ve bunları son iki yılda benzeri sıkıntıları olan hastalarla karşılaştırdı. JAMA Network Open tıp mecmuasında yayınlanan araştırma salgın sırasındaki hastaların kırık kalp sendromuna iki kat daha meyilli olduğunu gösterdi. Artışın büyük ihtimalle karantina şartları, toplumsal etkileşim eksikliği, katı fizikî ara kuralları ve bunun insanların hayatlarındaki ekonomik sonuçlarının neden olduğu ‘psikolojik, toplumsal ve ekonomik stres’ ile kontaklı olduğu sonucuna varıldı.”

Salgın süreci devam ederken bu sıkıntı vakitlerde öz bakım, kalp sıhhatimiz ve genel sıhhatimiz için çok değerli olduğuna dikkat çeken Hamidi, “Fiziksel arayı ve güvenlik tedbirlerini korurken idman yapmak, meditasyon yapmak, aile ve arkadaşlarla irtibat kurmak da tasayı hafifletmeye yardımcı olabilir. Gerilime boğulmuş hissedenler ise kesinlikle ruhsal takviye için bir uzmana başvurmalıdırlar” formunda tabir etti. (İHA)

T24