Kaynak noktasına yakın yerde restoran işletmeciliği yapan İsmail Bilgili (46), buradaki suyu 8-10 yıl evvel içtiklerini hatırlatarak, “Şimdi bırakın içmeyi, hayvanlarımızı suya salamıyoruz” dedi.

Bilhassa yağmur yahut fırtınanın tesirli olduğu vakitlerde bir elin vanayı açarcasına bu akıntıya neden olduğunu ileri süren Bilgili, “Bize daha evvel selden ötürü dere yataklarının oynadığını söylüyorlardı. Bu olay daha çok tatil günlerine denk gelen, havanın yağmurlu olduğu vakitlerde oluyor. Fırtına yahut yağmur geçene kadar akıntı oluyor, sonra bir anda kesiliyor. Bir kimyasal atık üzere köpürüyor ve kokuyor” dedi.

Köpürme sonucunda tarım alanlarında, temizlikte kullanılan asitlerin kokusunun geldiğini belirten Bilgili, ”Havada çok ağır bir koku var. Baş ağrısından burada duramıyorum. Pandemiden ötürü restoranımız kapalı lakin açık olsa koku geldiğinde işletmemi kapatıyorum. Zira müşterilerim bu koku içinde oturamıyor” sözlerini kullandı.

Restoranının Düden Şelalesi’nin çabucak 100 metre altında olduğunu da hatırlatan Bilgili, “Gerçek Düden Şelalesi burasıdır. Bu suyun çıktığı noktadır. Bu suyun yüzde 80’i yer altından çıkıyor. Üstten gelen şimdiki şelale ise yüzde 20’lik kısmı. Yer altından gelen yüzde 80’lik kısım ile birlikte bilinmeyen koku ve köpüklü su geliyor” diye konuştu.

10 yıldır restoranda çalışan ve şelalenin çabucak üstünde oturan Süheyla Okatan, “Yıllardır buradayım, son yıllarda bu koku ve akıntı gelmeye başladı. Burada yaşayan kaz ve ördekleri sadece suya girip zehirlenmesinler diye ayaklarından bağlayıp akıntının geçmesini bekliyorum. Bu kirli suyu bir yerlerden birileri salıyor ancak kim bilmiyoruz. Berbat kokuyu konutumda bile hissediyorum” dedi.

Düden Şelalesi’ne yıllardır komşu olan Kazım Bilgili de kokudan ve köpüren, sudan şikayetçi oldu. Bilgili, “7-8 yıldır bu türlü oluyor. Benim kuşkularım arıtma sularının salınmasına yönelik” diye konuştu.