HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, iktidarın tahlil süreci açıklamalarına, “Çözüm sürecini HDP değil ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımıyorum’ diyenler bitirdi” cevabını verdi.

Buldan ve beraberindeki heyet HDP Gaziantep Vilayet Örgütü önünde vatandaşlarla buluştu. Buldan, “Bu sıcağın altında bu karşılamanızdan ötürü hepinize hürmetlerimi sunuyorum. Bizim büyük çabamıza emek veren lakin bugün ortamızda olmayan Abdulsamet Sakık ve Vakkas Dalkılıç’ı rahmetle, minnetle anıyorum. Sevgili Antepliler, bildiğiniz üzere bu bir miting değil, bugün Antep’te bir miting yapmıyoruz.” dedi.

Buldan şu tabirleri kullandı:

“Sadece bir halk buluşmasıyla Antep’i ziyaret etmek için sizlere merhaba demek için buraya geldik. Biz seçimler yaklaşırken, seçim tarihi belirlenirken Antep’e elbette çıkarmalar yapacağız, Antep’te büyük mitinglerimizi gerçekleştireceğiz. Antep halkıyla birlikte seçimlere damga vurmak için çalışmalarımızı yürüteceğiz. Antep’in karşı karşıya kaldığı problemlerin, meşakkatlerin neler olduğunu biliyoruz. Antep’te halkımızın bu formda yönetilmesine razı olmadığını çok iyi biliyoruz. Antep’i yönetenler, bilhassa belediye liderleri Antep halkının hak ettiği halde Antep’i yönetmiyorlar. Yuh çekmeyin, yapacağımız tek şey çalışmalar yaparak Antep’i yönetmeyi sağlamaktır. Bunun için şimdiden çalışmalarınıza başlayın, halkın iradesini seçimlerde sandığa yansıtmak için çalışmayı bir prensip olarak önünüze koyun sevgili arkadaşlarım. 

“Onlar karşımıza siyaseten çıkamıyorlar, gaspla, tutuklamayla, baskıyla çıkıyorlar”

Antep’in bir personel kenti olduğunu biliyoruz. Fakat pandemi ile birlikte Antep’te emekçilerin, esnafın nelere maruz kaldığını gördük ve tanıklık ettik. Çalışanları pandemiyi münasebet yaparak işten çıkaranlar Kod-29, Kod-46 ile emekçinin işine son verenler pandemiyi münasebet gösterdiler ve yalnızca pandemide kendi yandaşlarını gözeten bir şeklide bu süreci yönetmeye çalıştılar. Antep’te personel de, çiftçi de, bayan da, esnaf da, genç de herkes bu kentte yaşayanların nelere maruz kaldığını biliyor. Onun için sevgili arkadaşlarımız elbette bu kentte irademize sahip çıkacağız. Barış, demokrasi ve özgürlük uğraşı için Türkiye halklarının hak ettiği formda Türkiye halklarının barışa, demokrasiye ve özgürlüğe susamışlığını hesaba katarak çalışmalarımızı yürüteceğiz. Onlar karşımıza siyasetten çıkmıyorlar, onlar karşımıza gaspla, zulümle, gözaltı ve tutuklamayla çıkıyorlar. İşte burada bu vilayette bu kentte bu binada çalışma yürüten yüzlerce arkadaşımızı sebepsiz yere gözaltına alıp tutukladılar. 

“HDP kapısına kilit vurulacak bir parti değil”

“Şuan 55 arkadaşımız haksız bir biçimde cezaevinde yatıyorlar. Burada Antep’te bu kapıdan içeri girenleri tutuklarsak buranın kapısına kilit vururlar diye düşünenler şunu unutmasın. HDP kapısına kilit vurulacak bir parti değil. Bin sarfiyat bin geliriz lakin bu kapıyı hiç kimseye kapattırmayız. İşte HDP’ye kapatma davasının birincisini ve birinci sürecini burada arkadaşlarımızı gözaltına alıp tutuklayarak başlattılar. Onun gerisinden öteki vilayetlerde ve ondan sonra da HDP’ye açılan kapatma davasıyla bu süreci bugüne getirdiler.”

“HDP’nin kapanmasına Türkiye halkları ve Kürtler asla ve asla müsaade vermeyecek”

Onlar zannediyorlar ki HDP kapanırsa HDP fikriyatı biter ve beşerler konutlarına çekilir ve otururlar. Onlar bilmiyor ki HDP milyonlardır, HDP Gel’dir (Halk), bu ülkenin iradesidir, halkların cüreti ve umududur. Bu topraklarda filizlenen, yeşeren, kök salan HDP’yi bitireceklerini sananlar HDP’yi kapatacaklarını düşünenler yanılıyorlar. HDP’nin kapanmasına Türkiye halkları ve Kürtler asla ve asla müsaade vermeyecek. 

“Sizin Kürtlerden oy istemeye ne hakkınız ne de haddiniz var”

Şunu bilsinler Kürtlere zulmedenlere, Kürtleri yok sayanlara, Kürtlere hakaret edenlere, Kürtlere her gün dava açanlara, Kürtlere seçme ve seçilme hakkını tanımayanlara, Kürtlerin iradesini, seçilmiş milletvekillerini ve belediye eş başkanlarını cezaevine koyanlara şunu hatırlatmak isteriz ki sizin Kürtlerden oy istemeye ne hakkınız var ne haddiniz var. Kürt halkının temsilcilerini, belediye eş liderlerini, kayyımla, zorla gasp edeceksin, misyonlarına son vereceksin, temsilcilerini cezaevine göndereceksin; yani Kürde ne seçme ne de seçilme hakkını tanımayacaksın, milletvekillerini cezaevinde tutacaksın, bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olarak halkın adayı olan Selahattin Demirtaş’a ceza vereceksin ve son seçimlerde bu ülkede yüzde 10’un üzerinde oy alan bir partiye kapatma davası açacaksın eş genel liderlerine her gün meydanlarda hakaret edip terörist diyeceksin ondan sonra Diyarbakırlıların gözlerinin içine bakarak bana oy verin diyeceksin. Haydi oradan, haydi oradan. 

Kürtlerin sizin bu yalanlarınıza dolanlarınıza karnı tok. Kürtler hiçbir vakit hiçbir süreçte bu cins palavraların ardına kapılmadı. Kürtler her vakit kendi iradesine sahip çıkmayı bildi. Artık de geçmişte olduğu üzere bir defa daha önümüze sandık konulursa ve biz sandıkta Kürtlerin de demokrasi güçlerinin de Türkiye halklarının da tercihlerini nasıl yapacaklarını biliyoruz. 

“Çözüm sürecinin bir kesimi olmaktan onur duyuyoruz”

Artık bizi bir öcüymüşüz üzere, güya bu ülkede yüzde 10’un üzerinde oy alan bir parti değilmişiz üzere kriminalize etmeye çalışan bu iktidara ve ortağına vereceğimiz en hoş karşılık elbette seçim sandıklarında olacaktır. Sevgili arkadaşlar Diyarbakır’da söylediği tahlil süreci başta olmak üzere bu ülkede HDP’nin katkı sunduğu, içinde olduğu bütün değerli süreçlerden onur ve gurur duyuyoruz. 

“Çözüm sürecini HDP değil ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımıyorum’ diyenler bitirdi”

Fakat şunu herkes çok iyi bilsin ki tahlil sürecini bitiren HDP değildir, HDP olmadı ve HDP olmamıştır. Dolmabahçe Mutabakatından çabucak sonra “ben bu mutabakatı tanımıyorum, ben bu süreci başlatmadım” deyip 7 Haziran ile 1 Kasım tarihleri ortasında bu ülkede zulmü ve baskıyı uygulayan, bu ülkede herkesi tutuklatan bu ülkenin ve Kürtlerin iradesine saygısızlık yapan bir hükümetten ve iktidardan ve ülkeyi temsil eden Cumhurbaşkanından beklenen lakin budur. O sürecin içinde olan biri olarak söz etmek isterim 3 yıllık tahlil sürecinde o değerli süreçte şayet bu ülkeye cenazeler gelmediyse, anneler ağlamadıysa, gençler ömrünü yitirmediyse burada en büyük hisse bu sürecin aktörlerindedir, en büyüğü de HDP’dedir ve bu sürecin içinde olanlardadır. 

“Bu süreci yürütenlere dava açtılar, tecrit uyguladılar”

Lakin yalnızca bu süreci bitirmekle kalmadılar, yalnızca buzdolabına ve raflara kaldırmadılar. Bu süreci toprağın altına gömdüler. O denli bir yaptılar ki bizler misyon aldık diye bizleri yargılamaya kalktılar, kendileri sarayda otururken, o periyot bu süreç içinde çalışma yürütenlere davalar açtılar, yargılamalar başlattılar. Her birimiz binlerce davadan yargılanıyoruz. Sayın Öcalan’a tecridi getirdiler, sesinin duyulmasını önlemeye çalıştılar. 

“Hiç kimse Kürtlerin oylarını çantada keklik görmesin: Hiç kimseye mecbur ve mahkum değiliz”

Fakat yalnızca bir taraf için söylemiyorum. Öbür taraf da millet ittifakını kastediyorum, bu ülkede kim iktidar olmak bu ülkeyi yönetmek istiyorsa bu ülkenin en büyük sorunu olan Kürt meselesini çözmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden de bu ülkeye demokrasi gelmeyecektir. Onun için hiç kimse Kürtlerin, Kürt halkının oylarını çantada keklik olarak görmesin. Kürtler hiç kimseye mecbur değildir, hiç kimseye de mahkum değildir. Biz kimseye mecbur değiliz mahkum da değiliz. 

“Bu ülkenin geleceğini düşünüyorsanız HDP’yi ve Kürtleri muhatap almak zorundasınız”

Lakin bu ülkede şayet demokrasinin gelişmesini, özgürlüklerin, adaletin, hakkın ve hukukun gelişmesini istiyorsanız işte o vakit HDP’yi ve Kürtleri muhatap almak zorundasınız. O denli kolay bir lokma olarak hiç kimse Kürtleri ve HDP’yi görmesin. 

“Son mahallî seçimlerde gösterdiğimiz hali hiç kimse artık bizden beklemesin”

Geçmişte bilhassa son seçimlerde İstanbul seçimlerinde Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya seçimlerinde desteklediğimiz demokrasi güç birlikleri elbette kıymetliydi ve değerliydi. Lakin bundan sonraki süreçte hiç kimse bizden birebir hali beklemesin, birebir hali göstermeyeceğimizi herkes artık bilsin. 

“Bütün zorlukların üstesinden gelebilecek güce sahibiz”

Sıcaktan ötürü uzun tutmuyorum konuşmamı. Yolumuz uzun bu uzun yolda zorluklar olabilir ıstıraplar olabilir. Ancak biz bütün bu zorlukların üstesinden gelebilecek bir güce sahibiz. Sevgili bayanlar, sevgili gençler sevgili Antepliler çok çalışacağız, bu yolu daima birlikte aşacağız ve sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği üzere o gemiyi kesinlikle lakin kesinlikle limana ulaştıracağız.”

TIKLAYIN | Erdoğan: Tahlil sürecini biz başlattık fakat sonlandıran biz olmadık

TIKLAYIN |  AKP MKYK Üyesi Kurt’tan ‘çözüm süreci’ yorumu: Süreci hiçbir gün dahi bitirmedik, HDP sonlandırdı

T24