8 Temmuz’da ‘Demokrasi Buluşmaları’na başlayacaklarını açıklayan HDP Eş Umum Lideri Pervin Buldan, iktidarın endişe siyasetiyle topluluğu sindirmeye çalıştığını söyledi. “Demokrasi güçleriyle ‘demokrasi’ konusunda da birlikte hareket etmekte son radde ısrarlı ve kararlıyız” tabirlerini kullanan Buldan, “31 Mart ve 23 Haziran, demokrasi ittifakının neler başarabileceğini ortaya koydu. Artık bu ittifakı daha da büyütme ve genişletme zamanı” dedi.
HDP Eş Yöneticisi Pervin Buldan Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. İktidarın preslerine karşı Edirne ve Hakkâri’den başlatılan “Demokrasi Yürüyüşü”nün akabinde, hareketliliğin 2. planlaması kapsamında 8 Temmuz günü “Demokrasi Buluşmaları”na başlayacaklarını açıklayan Buldan, “Şimdi de yurttaşlar, aydınlar, gazeteciler, bayanlar, çevreciler ve inanç kısımlarıyla bir araya gelerek iktidarın ağırlıklarını anlatacağız” dedi. Buldan şunları söyledi:
Demokrasi Yürüyüşü”nü engellemelerle birlikte tamamladınız. Yürüyüşü kıymetlendirebilir misiniz, nasıl reaksiyonlar aldınız?
HDP’nin yürüyüşü; kelamı ve itirazı olan, değişim isteyen herkesi cesaretlendirdi ve umutlandırdı. Barolar yürüyor, emekçiler, çalışanlar, bayanlar süreklilik arz eden demokratik hareketlilik içerisindedir. Edirne’den, Hakkâri’ye gittiğimiz her ziyaretimizde beşerler bu iktidardan duyduğu rahatsızlığı yansıttı. Bu iktidardan kurtulmak istediğini açıkça ortaya koydu. Endişe siyasetiyle, yargı gücüyle topluluğu daima sindirmeye çalışıyorlar. Gittiğimiz her noktada değişim umudunu gördük ve kamuoyunda ses getirdi.
“İktidarın siyaseten bittiğinin göstergesi”
Birçok noktada yürüyüşe müsaade verilmedi. Engellemelerin münasebeti nedir?
Hükümetin, yürüyüşümüze karşı müdahaleci bir tavır içerisinde olacağını esasen başından itibaren öngörüyorduk. Yalnızca HDP değil topluluğun tüm kesitleri AKP’nin gayesinde. Demokratik her hareket yasaklanmakta, müdahale edilmektedir. O yüzden bu sürece darbe süreci diyoruz. Erdoğan, 15 Temmuz gecesi halkı sokağa çağırdı. Doğal ki darbeye karşı çıkmak demokratik bir tavırdır. Lakin, iktidarın darbeyi aratmayan siyasetlerine karşı çıkmak da tıpkı biçimde demokratik bir tavır ve haktır. Bu hakkı kullanmamız yürüyüşümüz boyunca engellenmeye çalışıldı. Her bölgede önümüze polis-asker ordusunu yığdılar. Tweet atanların ve gerçekleri yazan gazetecilerin tutuklanması iktidarın siyaseten bittiğinin göstergesi. Onun için de kendilerine karşı olan herşeyi engelliyorlar. Bizim engellenmemiz de tam bunu söz ediyor.
“31 Mart ve 23 Haziran, demokrasi ittifakının neler başarabileceğini ortaya koydu”
Eylemselliğin 3 ayaklı olduğunu söylemiştiniz. Sırada ne var?
Bunun 2. ayağında 8 Temmuz’da “Demokrasi Buluşmaları”na başlıyoruz. Halklarımızla, personellerle, aydınlarla, gazetecilerle, bayanlarla, ekolojistlerle, inanç bölümleriyle, gençlerle buluşmalar gerçekleştireceğiz. Topluluğun her bölümüne yaşananları anlatacağız ve konuşacağız. Her bir buluşmamız demokrasiye ve topluluğa nefes aldıracaktır. Biz gençler ve bayanlarla bu baskıyı aşacağız. Demokrasi ittifakıyla bunu başaracağız. Demokrasi güçleriyle ‘demokrasi’ konusunda da birlikte hareket etmekte son nokta ısrarlı ve kararlıyız. 31 Mart ve 23 Haziran, demokrasi ittifakının neler başarabileceğini ortaya koydu. Artık bu ittifakı daha da büyütme ve genişletme devri.
46 belediyeye kayyım
HDP Milletvekilleri Leyla Inanç ve Musa Farisoğulları’nın tutuklanmasının akabinde Anayasa Mahkemesi’ne yaptığınız müracaat reddedildi. Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şimdiye kadar HDP’li 46 belediyeye kayyım atandı. AKP, seçimle kazanamadığı belediyeleri kayyım atayarak sandığın iradesine darbe vurdu. Yeniden Itimat ve Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesinin akabinde yaptığımız müracaat reddedildi. Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle aldığı karar siyasaldır. Meclis kürsüsünün ardındaki duvarda “Egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir” diye müellif. Bu metnin bir manası kaldı mı? Millet egemenliği halktan alınıp Saray’a bağımlı, taraflı, yanlı, siyasallaşmış yargının inhisarına bırakılıyor. Parlamento da buna alet oluyor. Demokrasi ismine çok üzücü bir durum nitekim. Bu karar, Türkiye siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Biz demokratik yollardan siyaset yapmaya devam edeceğiz.
T24
