HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, “Demirtaş, tam vaktini hatırlamıyorum, 1.5-2 ay evvelden bize 6-8 Ekim belgesini yine açacaklarını söylemişti. 6-8 Ekim’i yine nasıl gündeme getirebileceklerine dair bir hazırlık çalışması yine yaptık. Operasyonun kendisine hazırlıklıydık lakin tutup da MYK üyelerini bir sabah baskınıyla, bu türlü vahşice, bu türlü barbarca gözaltına alabilecekleri, aklımıza gelmiyor, diyemem lakin temenni etmiyorduk, düşünmüyorduk” tabirlerini kullandı.
HDP Eş Genel Lideri Sancar, Duvar’dan Nergis Demirkaya’ya son gelişmeleri kıymetlendirdi. Çok ağır bir ziyaretçi trafiği olduğunu, telefonla da takviye ve dayanışma bildirileri aldıklarını belirten Sancar, “Bu sahiden olumlu. 3 muhalefet partisinin genel liderleri (CHP, Gelecek ve DEVA) şahsen aradılar, Saadet Partisi ve öbür partiler de toplumsal medya hesaplarından yahut basın açıklamaları ile bu operasyona reaksiyonlarını ortaya koydular. İktidarın bu araçları hoyratça kullanmasının yarattığı bir aşınma, yıpranma var. İnandırıcılık kaybı çok hızlandı. Bu hadise muhalefeti de dizayn etme kabiliyetinin önemli düşmüş olduğunu gösteriyor. Baskıların pervasız boyutta, hukuksuzluğun tepe noktasında olması da artık muhalefeti etkilemiştir” tabirlerini kullandı.
“Mesele hücuma uğrayan değil, saldıranın niteliği”
Bu tabloya bakıldığında HDP ile yan yana gelme çekincelerinin önemli formda kırıldığı değerlendirmesini yapan Sancar, yıllardır iktidarın oyunları konusunda ihtarda bulunduklarını ve herkesi demokratik prensipler etrafında davranmaya davet ettiklerini hatırlatarak şunları söyledi:
“Ancak iktidar da muhalefet partilerinin hassas istikrarlarına oynuyordu. Çoğunlukla da bu taktiğinde tesirli olabiliyordu. Artık su tükenmekte. Bunu herkes kendi hayatında ve kendi pratiğinde daha fazla deneyim ediyor. İktidar o kadar pervasız, hukuksuz, keyfi ve zalimce davranıyor ki bundan bütün kesitler nasibini aldı, alıyor. Sıkıntı atağa uğrayan değil, saldıranın niteliği. Hayat şahsen birtakım hakikatleri öğretiyor.”
“Kapatmak değil fiilen çalışamaz duruma getirmek istiyorlar”
“Pervasız, hukuksuz tavır olarak nitelendirdiğiniz bu durum parti kapatmaya kadar masraf mi?” sorusuna karşılık veren Sancar şunları kaydetti:
Bu operasyon birinci değil, en kapsamlısı da değil. 4 Kasım operasyonunda Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da olduğu milletvekili arkadaşlarımız alındı, hala tutuklular. O vakit da ‘bu kapatmaya masraf mi’ diye soruldu. Parti kapatma davası açmak güç değil. Fakat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iktidarın onayı yahut isteği dışında bu türlü bir dava açabileceğini düşünmek gerçekçi değil. Bence bu operasyonun maksadı diğer. Kapatma davası açmak muhtemelen iktidara bir modül daha fazla siyasi maliyet çıkarır. Parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen, bunun için anayasa değişikliği yapmış bir iktidar var. İkincisi iyi-kötü milletlerarası çevrelerden de reaksiyon gelecek. Muhtaçlık duyarsa bunları da çok umursayacağını sanmıyorum fakat şu basamakta bu türlü resmi bir kapatmaya gerek kalmadan, HDP’yi fiilen çalışamaz hale getirmek, bir tıp fiili kapatma rejimi yaratmak işlerine daha çok geliyor. O nedenle, son bir kaç yıldır, resmen kapatmadan fiilen kilitlemek üzere bir yol izliyorlar. Lakin dava açılırsa ne yapabileceğimizi, kapatılırsak buna karşı ne önlem alabileceğimizi olağan ki tartışıyor ona nazaran de hazırlıklarımızı yapıyor.
“Oylarının düştüğünü itiraf ediyorlar”
Gündemdeki seçim kanunu değişikliğini kıymetlendiren Sancar, “Hangi iktidar oylarının düştüğünü görüyorsa aklına gelen birinci dermanlardan biri seçim kanunlarıyla oynayıp kendine avantaj sağlayacak düzenlemeler yapmak. Artık bu seçim kanunlarında değişiklik yapma teşebbüsü esasen bir itiraftır. Yani iktidar ortakları geçmiş deneyimler ışığında baktığımızda oylarının düştüğünü itiraf ediyorlar. Alabilecekleri seçmen takviyesinden daha fazla sandalye kazanmanın yollarını aradıklarını itiraf ediyorlar. Aslında sandalye peşinde olduklarını açıkça itiraf ediyorlar” dedi.
“İntikam isteği, öfke, siyasetin yerine geçirilemez”
Kobani hareketlerinin yaşandığı periyodun başbakanı ve Gelecek Partisi başkanı ve Ahmet Davutoğlu’yla telefonda yaptığı görüşmeye ait konuşan Mithat Sancar şunları söyledi:
“Siyasette ve toplumda hesaplaşma, yüzleşme çok önemsediğim bir bahistir. Üzerinde uzun uzun akademik olarak da çalıştığım bir sorun. Bunun şahıslar ile sonlandırılması ya da şahıslara odaklanması, istenen etkiyi yaratmaya uygun bir sistem değildir. Bizim tartışmamız gereken devirlerdir, süreçlerdir, hadiselerdir. Bunlarla yüzleşmeyi sağlayabilirsek, şahsi sorumlulukların da daha kolay konuşulabileceği bir yer yaratırız. Bu görüşmelerden bağımsız olarak söylüyorum. Ferdî görüşmelerde ‘Ben o vakit şöyle istemiştim, bu türlü oldu’ diyebilir birisi. Bu sohbettir fakat yüzleşme çok daha objektif bir faaliyet ve akıştır. Bizde yanlış bir algı ya da kültür var. Yüzleşme dendiğinde çabucak akla “hesap versin” manasında şahıslar gelir. Bu doğal çeşitli kurallarda haklı da olabilir ancak artık içinde bulunduğumuz kaidelerde, yüzleşmeyi, vakalar, süreçler ve kurumsal işleyişler üzerinden ele almayı tercih ederim. İkincisi, siyasette öfkenin, kızgınlığın hatta nefretin de bir yeri olur. Ancak siyaseti yalnızca öfke, kızgınlık, nefret üzerine kurarsanız hiçbir sonuç alamazsınız. O siyaset olmaktan da çıkar. Yani intikam isteği, öfke, siyasetin yerine geçirilemez. Şayet o denli olursa Türkiye’nin şu ağır kurallarında, herkesin birbirine söyleyeceği çok laf var. Demokratik olgunluk ne artık yapılanları, ne geçmişte yaşananları kayıtsız, kuralsız sineye çekmek manasına gelmiyor lakin bunları ele alma konusunda demokratik kültüre, demokrasiyi tekrar kurmaya katkı sağlayacak yolları bulmamız lazım.”
“Demirtaş, belgeyi açacaklarını söylemişti”
Kobani aksiyonları soruşturmasındaki tek tutuklu olan Selahattin Demirtaş’ın 1- 2 ay evvel belgeyi yine açacaklarını söylediğini aktaran Sancar, “Kendisine duruşmalardan gelen, çeşitli belgelerle ilgili bilgilerden kendi öngörüsünü de katarak, 6-8 Ekim’i yine çok ağır bir halde gündeme getirme hazırlıkları olduğunu söylemişti. Biz de tekrar çalışma yaptık. Yani hazırlıksız değildik. Avukat arkadaşlar, hukukçu arkadaşlar tarafından çalışma yürütüldü. 6-8 Ekim’i yine nasıl gündeme getirebileceklerine dair bir hazırlık çalışması tekrar yaptık. Operasyonun kendisine hazırlıklıydık lakin tutup da MYK üyelerini bir sabah baskınıyla, bu türlü vahşice, bu türlü barbarca gözaltına alabilecekleri, aklımıza gelmiyor, diyemem fakat temenni etmiyorduk, düşünmüyorduk. Kimsenin de, tırnak içerisinde söylüyorum, bununla ilgili bir diğer önlem düşüneceği de yoktu.” tabirlerini kullandı.
T24
