HDP Sözcüsü Ebru Günay, partilerine dönük taarruzlara karşı anti-faşist bloku büyüteceklerini belirterek, “HDP’de rant arayan lakin aradığı rantı bulamayan isimler üzerinden HDP’yi kriminalize edemezsiniz. HDP’nin illa bir yerle bağını arıyorsanız biz söyleyelim, bizim tek ve en sağlam bağımız halkımızladır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti genel merkezinde düzenlediği basın açıklamasında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. HDP’nin 8’inci kuruluş yıl dönümüne ait konuşan Günay, “Bundan tam sekiz yıl evvel, Türkiye halklarına nefes aldırmayı amaçlayan, demokratik bir gelecek inşası için toplanan bizler; HDK kararıyla partimiz HDP’yi kurduk. Tekliğin değil, çokluğun partisi olmak için yola çıktık” dedi.
“Sistem partilerine alternatif olduk”
HDP’nin sistem partilerine karşı gerçek bir alternatif olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Türkiye siyasetinde ezberleri bozduk, istikrarları değiştirdik. Umut olduk, özgür ve eşit bir birliktelik için siyasetin yozlaştığı bir iklimde sahnedeki yerimizi aldık! Üçüncü yol siyasetiyle kısa müddette yenilmez denileni yendik, iktidarları sarstık ve öteki bir ömür mümkün dedik. Meclis ve sokak siyasetini birebir anda ve coşkuyla yürütmek için yola çıktık. Bizler HDP’yi kurduğumuzda; bu ülkenin işçileri, ezilenleri, fakirleri için umut olabilecek bir gelecek hayal ettik. Kürt siyasal hareketi ile Türkiye Sosyalist hareketinin stratejik iştirakine dayanan bu fikir, halkların ortak hayatı, bayan çabasının engin tecrübesi ve inadıyla zenginleşti, ekoloji uğraşının yerelliği ile memleketin her yerinde ses oldu, gençlik aşısıyla gençleşti, sonlarını aştı.”
“Maruz kaldığımız baskıların binde birine maruz kalan hiçbir parti ayakta kalamazdı”
HDP’nin son beş yıldır ataklarla karşı karşıya kaldığına değinen Günay, buna karşın HDP’nin dimdik ayakta olduğunu vurguladı. Günay, faşizme karşı gayret yürüttüklerini söz ederek, “Sadece oy verdiği için baskılara maruz kalan, bombaların katliamların maksadı olan, hayatını yitiren, tutsak olan, sürgün edilen, sivil mevte mahkum edilmiş yüz binlerce işçinin alın teri rehberlik ediyor bizlere. Maruz kaldığımız baskıların binde birine maruz kalan hiçbir parti ayakta kalamazdı. Hele hele AKP ya da MHP üzere rant ve sömürü için kurulan partiler birkaç ayda yerle yeksan olurdu. Pekala, nasıl oluyor da HDP dimdik ayakta? Zira HDP, temelleri çok sağlam bir paradigmadır. Rant ve çıkar iştirakine dayalı bir parti değiliz biz” diye belirtti.
“Demokratik siyasette ısrar ederek puslu havayı kesinlikle dağıtacağız”
Günay, kelamlarını şöyle sürdürdü: “HDP günümüzde, AKP-MHP’nin faşizme yürüyüşü önündeki en kararlı siyasi direniş mevziisidir. Bu ülkeyi ve ülkenin hoş halklarını faşizme mahkum etmeyeceğiz. Demokratik siyasette ısrar ederek puslu havayı kesinlikle dağıtacağız. Tahlilin adresi bizler olacağız. Toplumla müzakere ederek faşizme karşı direniş çizgisini daha da güçlendirecek ve bu çabanın öncü partisi olacağız. Kürt sorunun demokratik temelde tahlili ve Türkiye’nin demokratikleştirilmesi gayretinden bir an bile taviz vermeyeceğiz. Yaptığınız her hücum bizi büyütmekten diğer bir işe yaramayacaktır.”
“HDP’de rant arayan lakin aradığı rantı bulamayan isimler üzerinden HDP’yi kriminalize edemezsiniz”
HDP’nin çeşitli çevrelerce kriminalize etmesine reaksiyon gösteren Günay, “HDP’de rant arayan lakin aradığı rantı bulamayan isimler üzerinden HDP’yi kriminalize edemezsiniz. HDP’nin illa bir yerle bağını arıyorsanız biz söyleyelim, bizim tek ve en sağlam bağımız halkımızladır. Bütün hücumlara karşı Anti-faşist bloku büyüterek faşizmi yeneceğimize dair kararlığımız tamdır. Tecride karşı çaba etmeye devam ederek bu ülkeye barışı, demokrasiyi ve adaleti kesinlikle lakin kesinlikle getireceğiz. Bu vesileyle pazar günü İstanbul’da yapacağımız merkezi kutlamamıza bütün dostlarımızı davet ediyoruz ve herkesi bekliyoruz” dedi.
“Her ne hikmetse bu idare zihniyeti bu metinden PKK propagandası keşfetmiş”
Günay, Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), tiyatro grubunun Teatra Jiyana Nû (Yeni Hayat Tiyatrosu) adlı oyununun Gaziosmanpaşa Kaymakamı tarafından “kamu güvenliği” münasebet gösterilerek yasaklanmasını “rezil bir durum” diye niteledi. Günay, “Bu oyun İtalyan Muharrir Dario Fo’nun yapıtından uyarlanmış ve daha evvel sayısız defa hem Türkçe hem de Kürtçe sahnelenmiş. Bu oyun tekraren sahnelendi ve her seferinde oyun metni, Türkçe çevirisi ile emniyete gönderildi. Bêrû oyunun orjinali 1981’de Dario Fo tarafından kaleme alınmış ve her ne hikmetse bu idare zihniyeti bu metinden PKK propagandası keşfetmiş. Bunu İstanbul Valisi ve İçişleri Bakanlığı Sözcüsü söylüyor. Valiliğin ve İçişleri Bakanlığının bahse ait açıklamaları Sevgili Vedat Türkali’nin kelamlarını bize hatırlatıyor: ‘Bu kadar cehalet eğitimle mümkündür’. Bunlarda birazcık utanma duygusu olsa bir gün bile o makamlarda durmazlardı” diye konuştu.
Kürt düşmanlığının devam ettiğini ve iktidarın Kürtçeyi maksat alan uygulamalarının bununla sonlu kalmadığını lisana getiren Günay, şunları söyledi: “Bu iktidar Türkiye’de günlük yayın yapan tek Kürtçe gazeteyi Azadiya Wielat’ı, Kürt Enstitüsünü kapattı, Kürtçe okulları mühürledi, Kürtçeyi meclis tutanaklarında ‘bilinmeyen dil’ olarak kodladı, Kürtçe konuşan vekillerimizi cezalandırdı. 2016’dan beri devam eden kayyım darbesiyle temel olarak Kürtçeyi maksat aldılar.”
“Bu yollarla cürümlerini gizlemeye çalışıyorlar fakat nafile”
Günay, Van’da Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atılması savıyla ilgili rastgele bir soruşturmanın açılmadığını belirtti. Hadisenin üzerinden bir ayı aşkın vakit geçtiğini hatırlatan Günay, “Bir tek kişi bile gözaltına alınmadığı üzere bilakis Mezopotamya Haber ajansı muhabiri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala tutuklandı. Bu metotlarla kabahatlerini gizlemeye çalışıyorlar lakin nafile” dedi.
“Musa Orhan’ın ceza alması için elimizden geleni yapacağız”
Günay, Batman’da İpek Er’e cinsel taarruzda bulunarak vefatına sebep olan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın görülecek duruşmasına dair, “Musa Orhan bugün tekrar yargı karşısına çıkacak. Siirt 1. Ağır ceza mahkemesinde görülecek dava artık tüm bayanların davasıdır. Biz hem HDP olarak özelde de HDP bayan meclisi ve bayan hareketi olarak sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Musa Orhan’ın ceza alması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
Berberoğlu kararı: ‘Saray yargısının’ meydan okuması
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) CHP’li Enis Berberoğlu hakkında “dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılama yapılmamalıydı” diyerek verdiği hak ihlali kararına karşın lokal mahkemenin bu kararı tanımamasıyla hukuksuzlukların devam ettiğini belirten Günay, şöyle konuştu: “Bu karar her şeyden evvel yargıya siyasi müdahaledir ve AYM’nin de tespit ettiği üzere yapılan ‘hak ihlali’ni devam ettirme ısrarıdır. Mahallî mahkemenin AYM kararını tanımaması tek sözle ‘saray yargısının’ meydan okumasıdır. Yapılan Anayasa’nın ihlali, kanundan doğmayan bir yetkinin kullanılması ve misyon kabahatidir.”
TTB ve meslek örgütlerinin amaç alınması
İktidarın Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ve meslek örgütlerini amaç almasını kıymetlendiren Günay, şunları lisana getirdi: “Aynı zihniyet baro genel konseylerinin yapılmasına da müdahale ediyor. Hangi hakla, hangi yetkiyle? İçişleri Bakanlığı kendini kanunun üzerinde görerek, yayınladığı bir genelgeyle resmen kanunları iptal etmiştir. Bu genelge açık halde hukuka terstir ve tıpkı çoklu baro düzenlemesi üzere yargının kurucu ögesi olan savunmaya yürütmenin yani siyasetin müdahalesidir. Erdoğan yaptığı son küme toplantısında da TTB’ye de benzeri bir müdahale bulunacaklarını açıkladı. Her yerde tıpkı hukuksuzlukla hareket ediyorlar, birebir saldırıyı gerçekleştiriyorlar.”
“İşçileri ve hak talep eden herkesi tehdit ve tehlike görüyorlar”
Karaman Ermenek’te bir yılı aşkın müddettir maaş ve tazminatlarını alamayan maden emekçileri ile Soma’da Uyar Madencilik’te çalışan ve 8 yıldır tazminatları ödenmeyen 748 personelin Ankara’ya yürüyüşünün engellenmesine reaksiyon gösteren Günay, şunları tabir etti: “İşçiler taarruza maruz bırakıldı. Birebir biçimde Şişecam’ın Mersin ve Adana’daki fabrikalarında çalışan emekçiler, toplu iş kontratı görüşmelerinde mutabakat sağlanamaması üzerine grev kararı almış ancak başlatılacak grev, ‘genel sıhhati ve ulusal güvenliği bozucu nitelikte’ görüldüğü için Cumhurbaşkanlığı imzasıyla iki ay ertelendi. Bunların ulusal güvenlik dediği ‘iktidarın güvenliği’dir, Saray’ın güvenliğidir. Personelleri ve hak talep eden herkesi tehdit ve tehlike görüyorlar.”
Yeni bir çaba programı
Günay, İstanbul’da 10-11 Ekim’de gerçekleştirdikleri Parti Meclisi (PM) toplantısında bütün meseleleri ayrıntılıca ele aldıklarını belirterek, partinin yeni bir uğraş programı üzerinden çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Günay, kelamlarını şöyle tamamladı: “Detaylarını en kısada kamuoyuyla paylaşacağız. 10 Ekim’de hayatını kaybeden canlarımıza adanan PM toplantımızda anti-faşist çaba bloğunu bir defa daha kurma kararımız teyit edilmiştir.” (MA)
T24
