HDP İktisat Komitesinden Sorumlu Eş Genel Lider Yardımcısı Garo Paylan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, “Bana yetkiyi verin Türkiye’yi dünyanın birinci 10 iktisadının ortasına sokacağım”  kelamlarını anımsatarak, “Türkiye’yi birinci 10 iktisat ortasına koyacağım derken birinci 20’den düşecek hale getirdi” dedi.

Paylan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında İktisat Kurulumuzun hazırladığı “Tek adam rejiminin iktisat karnesi” başlıklı raporunu açıkladı. 

Paylan şu sözleri kullandı: 

Biliyorsunuz tam 3 yıl evvel tek adam rejimi, sırf tek bir kişinin ülkeyi yöneterek ülke iktisadının de ülkenin refahının da ülkenin huzurunun da daha iyi olacağını sav etti ve bu tez ile seçimlere gitti. Biz ise HDP ve muhalefet olarak tek adamın ülkeyi yönetmesinin iyi olmadığını, tek bir kişi ülkeyi yönetirse huzur ve refahın yok olacağını tez ettik ve üzülerek söylüyoruz, 3 yılın sonunda biz haklı çıktık. Tek adam  3 yıl evvel yetkiyi bana verin, ben ekonomistim, şayet bana yetkiyi verirseniz ülkeyi uçuracağım dedi lakin tek adam idaresinde geçen 3 yılda Türkiye iktisadı baş aşağı çakıldı. 

“3 yıllık müddette Türkiye iktisadı çöktü”

9 Temmuz 2018’de başladı tek adam rejimi. Yani 3 yıl evvel bu hafta başladı. Ortadan geçen 3 yıllık müddette Türkiye iktisadı çöktü. Tek adam rejimi ne yaptı? Kaynakları saraylara, savaşlara ve yandaşlara aktardı. Ülke iktisadı döviz, enflasyon ve faiz sarmalına düştü. Halkın hissesine işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı ve borçluluk düştü. Cumhurbaşkanı “Türkiye’yi uçuracağım” dedi. Ancak ülke baş aşağı çakıldı. HDP olarak tek adam rejimine iktisat idaresi konusunda bir not verdik, verebileceğimiz not eksi olsaydı eksi bir nokta verecektik fakat tek adam rejiminin 3 yıllık ekonomik hanesi bizim açımızdan sıfırdır, sıfır verebiliyoruz lakin. Biliyorsunuz, bu raporumuzda savlarını ortaya koyduk. Tek adam rejimi yola çıkarken “ben ekonomistim” dedi, “bütün yetkiyi bana verin ben ekonomiyi uçuracağım” dedi. Kendisi bütün yetkiyi kendisine aldı, kasanın başına da damadını oturttu. İktisat heyetindeki bütün liyakati yok etti. Mesela faiz neden, enflasyon sonuç dedi tek adam ve faizin düşürülmesi baskısı yaptı ve bunun sonucunda da faizi düşürmeyen, düşüremeyen 4 Merkez Bankası liderini da misyondan aldı. Merkez Bankası liderlerini vazifeden aldıkça ülke faiz, enflasyon ve kur sarmalına gidi. 

“Ben ekonomistim ben daha iyi yönetirim’ savı bu 3 yılda doğrulanamadı”

Birebir halde iktisat kurumlarından TÜİK de bu 3 yılda 4 lider değiştirdi. Her lidere dedi ki “enflasyonu işsizliği düşük göster, işsizliği düşük göster, büyümeyi de yüksek göster”. Fakat sayıları beğenmedikçe TÜİK liderlerini da değiştirdi. Her seferinde ülkeye olan itimat yerle bir oldu. Kurumlara inanç yoksa, iktisatta dengeleyici ve denetleyici kurumlar yoksa iktisat de daha fazla işlemez hale geldi. Tek adamın “ben ekonomistim ben daha iyi yönetirim” argümanı bu 3 yılda doğrulanamadı. “Ülke iktisadını ben yönetirim ben bilirim, ben ekonomistim” diyen şahsın idaresi ekonomiyi daha makus hale getirdi.

“Yurttaşlarımızdan tek bir kişi bile ‘benim ekonomim büyüdü’ demiyor”

3 Yıl evvel tek adam rejimi yola çıkarken benimle birlikte iktisat büyüyecek dedi. Bu salonda olan herkese soruyorum. Biz HDP olarak vilayet il, ilçe ilçe, köy köy dolaşıyoruz, tüm yurttaşlarımıza soruyoruz. “Biliyor musunuz, Türkiye iktisadı büyüyormuş, Erdoğan büyüyoruz diyor, sizin ekonomimiz büyüdü mü” diye soruyoruz. Yurttaşlarımızdan tek bir kişi bile “benim ekonomim büyüdü” demedi. Pekala Erdoğan’ın bu tezi nerede doğrulandı. Erdoğan “ekonomi büyüyecek” dedi, kimin iktisadı büyüdü? Bir avuç yandaşın iktisadı büyüdü. 5’li çete denilen 5 müteahhit var ya onların iktisadı büyüdü, servetlerine servet kattılar, yandaşları büyüdü, servetlerine servet kattılar. Bir de saray avanesi var ya, 3 -5 11 maaş alanlar, bakan yardımcıları var ya onların da iktisadı büyüdü, yolsuzluğa bulaşanların da iktisadı büyüdü, pudra şekeri çekenlerin iktisadı büyüdü. Bu halde saraya yakın olan bütün müteahhitin ve bir avut yandaş bürokratın iktisadı büyüdü. 84 milyon milyon yurttaşa baktığımızda çalışanın, çiftinin, köylünün ve halkın iktisadı küçüldü. 3 yılın sonunda 3 yıllık karneye baktığımızda bir avuç yandaşın iktisadının büyüdüğü halkın iktisadının küçüldüğü bir tek adam rejimi periyodu getirdik. 

“Ülke faiz lobisine çalışır hale geldi”

Cumhurbaşkanının 3 yıl evvelki seçimlerine giderken bir öbür önerisi şuydu; “bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle, dolarla, şununla bununla nasıl uğraşılır görün” dedi. Vatandaş da maalesef ona inandı ve “Erdoğan’a yetkiye verelim faizi, doları ve enflasyonu düşürecek” dedi. 3 yılın sonunda tek adam rejimi ile  ülke faiz lobisine çalışır hale geldi. Halkın ödediği her 5 liralık verginin 1 lirası faiz lobisine aktarılıyor. Halkımız aç, açıkta lakin halkın verdiği KDV’ler ve ÖTV’ler faize gidiyor. Halk fakirleşiyor, faiz lobisi zenginleşiyor halk fakirleşiyor, faiz lobisi servetlerine servet katıyor. 

“3 yıl evvel dolar 4.55 iken bugün 8.70 kuruşa yükseldi”

Erdoğan “dolar ile nasıl uğraşılır görün” dedi ya, 3 yıl evvel dolar 4.55 lira idi. Şayet argümanı yanlışsız mümkündü dolar, düşmüş olsaydı “iyi ki yetkiyi vermişiz, paramız değerlendi” diyebilecektik. Tek adam rejiminin başladığı 3 yıl evvel dolar 4.55 iken bugün 8.70 kuruşa yükseldi. Paramız pul oldu. Türk lirasının alım gücü yok oldu. Bu günlerde vatandaşlarımız yurtdışına çıkamıyor, zati çok az bir kısmı çıkabiliyordu artık onlar da çıkamıyor. Bir maaşı ile gidip bir yemek yiyemeyecek duruma geldi vatandaşlarımız. Tek adam rejimi paramızı da pul etti. 

“Türkiye’yi birinci 10 iktisat ortasına koyacağım derken birinci 20’den düşecek hale getirdi”

Erdoğan’ın öbür ne argümanı vardı? “Bana yetkiyi verin Türkiye’yi dünyanın birinci 10 iktisadının ortasına sokacağım” dedi. Halk inandı lakin maalesef 3 yıl evvel dünyanın 17-18’incisi olan Türkiye şu anda 20’inci iktisadına düştü, hatta G-20’den düşmek üzere. 50 yıldır gelişmiş 20 iktisadının ortasında olan Türkiye şu anda buradan düşmek üzere. Yani “ilk 10’a sokacağım” dedi ancak birinci 20’den düşmek üzereyiz. Dimyada pirince giderken eldeki bulgurdan bizi etti. Öteki ne dedi? Bunların hepsini Erdoğan’ın seçim mitinglerindeki seçim konuşmalarından söylüyorum. Diyor ki “Türkiye’de refahı artıracağım”, sonuç ne oldu? Refah azaldı, yoksulluk arttı. Bakın minimum fiyat 2875 lira. 4 kişilik ailenin sırf karnını doyurması için ne kadara muhtaçlığı var? 2860 lira. Sırf bu sayı bile Türkiye’nin bir sefalet içinde olduğunu gösteriyor. Yalnız karın doyurmaktan bahsettim. Pekala kira, doğalgaz, su, internet, faturalar, ulaşım, paklık masrafları, çocukların üst baş masrafı, nerede? Yurttaşlarımız şu anda karnını bile doyurmayacak durumdadır. Tek adam rejimi ülkeye refah vaat ederken 3 yılda geldiğimiz noktada vatandaşları sefalete sürükledi. Türkiye’de yoksulluk sonu bir haneye girmesi gereken sayı 9219 lira. Kaç kişinin konutuna 9219 tl giriyor. Bu salonda bulunan kaç kişinin konutuna giriyor. 9219 TL’lik yoksulluk hududu neredeyse yurttaşlarımızın tamamının altında olduğu bir sayıdır. Yalnızca bir küme azınlık bu sonunun kat be kat üstündedir. Türkiye’de büyük bir yoksulluk büyük bir gelir eşitsizliği var. Birileri lüks ve şatafat içinde yaşarken halkımız bu 3 yıl içinde sefalete düşmüştür. 

“Bölgesel eşitsizlikler derinleşti”

Erdoğan “bölgeler ortasındaki gelişmişlik farklarını azaltacağım“ diyordu. Türkiye’nin Karadeniz’i, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’su, batı bölgelerine göre daha fakir ve işsizdi. Bu 3 yılda daha da fakirleşti ve işsizleştiler. Türkiye’nin batısında 3 şahıstan biri işsizken oralarda 3 şahıstan ikisi işsiz. Gelir düzeyi ile baktığımızda, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 3 yılda gelir düzeyi Türkiye’nin batısına nazaran çok daha düşük bir hale geldi. Bölgesel eşitsizlikleri giderme argümanı gerçekleşmedi, tam aksine bölgesel eşitsizlikler derinleşti. “Çiftçi ve esnafı kalkındıracağım” diyordu. Değerli bir argüman lakin 3 yılda çiftçi ve esnafın kalkınan tek şeyi borçları oldu. Borç batağına saplandı. Bırakın kalkınmayı, yüzbinlerce çiftçi bu 3 yıllık periyotta üretimden koptu. Girdiler çok yükseldi ve eser fiyatları bunu karşılamadı. Takviyesiz kalan çiftçi ve esnaflar üretimden koptu.  

“İstihdam 1 milyon 182 bin kişi düştü”

Tek adam “işsizliği azaltacağım” dedi, kıymetli bir tez. 3 yıl evvelki sayılara ve bugünkü sayılara bakalım. Tek adam rejiminin başladığı gün 29 milyon 265 bin vatandaşımız  iş sahibiydi, bu sayının 32-35  milyona çıkması lazımdı. En son açıklanan bilgiye nazaran 28 milyon 83 bin vatandaşımız çalışıyor, o da sefalet fiyatıyla. Demek ki 3 yıllık tek adam devrinde bırakın istihdamın artmasını, 1 milyon 182 bin kişi düştü. İstihdamda tek adam rejimi büyük bir hezimet yaşattı. Bunun yanında genç işsizliği yüzde 27.9’a yükseldi. Resmi işsizlik sayılarına bakmayın, iş aramaktan vazgeçenleri kattığımızda şu anda 10 milyon yurttaşımız işsiz. Ey Erdoğan, hani işsizliği ve yoksulluğu bitirecektin, hani yoksulluğu bitirecektin. 10 milyon işsizle karşı karşıyayız. Şu anda Türkiye ortalamasına nazaran her iki gencimizden birisi işsiz durumda. Gençlerimizin iş bulma ve gelecek umudu yok. Gençlerin geleceğini karartan 3 yılılk tek adamı rejimi ile karşı karşıya kaldık. 

“Tek adam rejimi artırım rejimidir”

Tek adam rejiminin en değerli savlarından birisine geldik, tek adam 3 yıl evvel şöyle dedi: Enflasyonu ülkenin gündeminden çıkaracağız. Buna gülelim mi yoksa ağlayalım mı şaşırdık. 3 yılın sonunda baktığımızda tek adam temel gereksinimlere artırım yağdırdı, halkın alım gücünü bitirdi. Bugün açıklanan TÜFE  17.53 ÜFE ise yüzde 43’e yükselmiş durumda. Yani 2002 yılındaki üretici enflasyonun üzerine çıkmış durumdayız. TÜİK enflasyon sayılarını düşük gösteriyor,  çıkın sokağa halkın enflasyonu yüzde 30’un üzerindedir. Biz de son 3 yılın sayılarına baktık, 3 yılda elektriğe yüzde 97, doğalgaza yüzde 93, ayçiçek yağına yüzde 108, mercimeğe yüzde 94, salçaya yüzde 82 ve birçok temel hususlarına yüzde 80-90-100 artırım geldiğini tespit ettik. Yurttaşlarımız markete gittiğinde sepetlerini dolduramıyorlar, vatandaşın geliri muhtaçlıklarını karşılamaya yetmiyor. Tek adam rejimi artırım yağdırmaya devam ediyor. Daha geçen gün elektriğe, doğalgaz ve temel bir çok muhtaçlığa artırım karşın yağdırdı. Tek adam rejimini karnesi artırım manasında güçlü durumda, onlar artırım şampiyonu oldular. Tek adam rejimi bir artırım rejimidir. 

“Yurttaşların borçları faiz sarmalı içinde katlanıyor”

Tek adamın bir öteki argümanı refahı artırmaktı. Tek adam halkın borçlarını artırdı. 3 yılda halkın bankalardan kullandığı krediler 2’ye katlandı. Muhtaçlık kredileri 213 milyar lira iken 413 milyar  liraya çıktı. Yaklaşık iki katına çıktı. Yurttaşlarımız temel muhtaçlıklarını karşılamak için krediye başvuruyor ve daha da borçlanıyor. Tek adam rejimi yurttaşlarımıza bırakın refah vermeyi 2 kat daha borçlandırıyor. Kredi kartları 94 milyar liradan 164 milyar liraya çıktı. Kredi kartı borcu olmayan yurttaşımız kalmadı. Yurttaşların birçok borçlarının taban fiyatını ödeyebiliyor ve faiz sarmalı içinde borçları katlanıyor. Tek adam rejiminin 3 yıllık karnesinin kıymetli sayılarından biri de icra belgeleridir. İcra dairelerinde 24 milyon belge var. Tek adam rejimi başladığında bunun yarısı değildi. 

“Yapmamız gereken yurttaştan alınıp yandaşa veren çarkı kırmaktır”

“Erdoğan notun sıfır artık yerine otur”

Biz HDP İktisat Kurulu olarak açıkladığımız bu rapora nazaran, tek adam rejimine 3 yılda gösterdiği performansa sıfır verdik. Sayın Erdoğan notun sıfır, artık yerine otur, millet de bu kederden kurtulsun. 

Memura ve emekliye daha az enflasyon farkı vermek için büyük artırımları 1 Temmuz’dan sonra yaptılar

Bugün, TÜFE yüzde 17 olarak açıklandı, ÜFE ise yüzde 42,89 açıklandı. Lakin halkın enflasyonuna baktığımızda, halk “ben yüzde 30’un üzerinde hissediyorum” diyor. Geçen hafta büyük bir hile yapıldı, büyük bir oyun yapıldı. 1 Temmuz günü elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 artırım yapıldı. 1 Temmuz’dan sonra pek çok esere artırım yağdırıldı. Pekala bu artırımlar neden 1 Temmuz’dan sonra yapıldı. Nedeni bugün ortaya çıktı. Bu 6 aylık enflasyonu 1 Temmuz’dan evvel düşük gösterdiler ve memura, emekliye sırf yüzde 8,45 artırım yapılıyor. 6 aylık yüzde 8,45 artırım yaptı yani kaşıkla verdi, 1 Temmuz günü diyor ki “ben sana 8,45 artırım yapacam”. Elektriğe ve doğalgaza yüzde 15 artırım yaparak kepçeyle alıp ondan sonra maaşlara yalnızca 8,45 artırım yaparak kaşıkla geri veriyor bu iktidar. Bu artırım mıdır? Bu yurttaşlarımızın fakirleşmesi manasına gelir. Bu enflasyon sayılarını ve oyunlarını yurttaşlarımız bozmalıdır. Elektriğe ve doğalgaza yüzde 15 artırım yapıyorsan yurttaşlarımıza bunun üzerinde artırım vermelisin. Aksi takdirde yurttaşlarımız alım gücü manasında da  kaybetmeye devam edecektir. 

SORU: ABD’de ziyaretleriniz oldu, bu ziyaretlerle ilgili bir değerlendirmeniz olur mu? CHP ve başka muhalefet partisinin temsilcileriyle ziyaret kapsamında bir temasınız oldu mu? Bu ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet ABD’ye ziyaretimiz oldu, Küme Başkanvekilimiz Meral Danış Beştaş, Dış Münasebetlerden sorumlu Eş Sözcümüz Hişyar Özsoy ve ben 5 günlük bir ziyarette bulunduk, bu hususta ayrıntıları Dış Bağlar Kurulumuz yapacaktır. 

T24