Âlâ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında işsizlikle ilgili açıklanan sayıların dar tarifli işsizlik sayılarıyla gizlenmeye çalışıldığını söyleyerek, geniş tarifli işsizlik sayılarının dayanılmaz sonlara geldiğini söyledi.

Ağıralioğlu, vatandaşın 220 milyar dolar döviz mevduatının olmasının iktisada güvenilmediğinin diğer bir tabiri olduğunu söyledi. 

Ağıralioğlu, enflasyonun TÜİK’in verdiği sayıların çok daha üstünde olduğunu belirterek, ”Devletin hemen ekonomik olarak bir toparlanma programını, memleketi ayağa kaldıracak bir istihdam programını hemen hayata değecek formda uygulamalarının bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz” biçiminde konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ”Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz var mı?” kelamlarını de hatırlatan Ağıralioğlu, ”Dolarla ilgili bir kıpırdamanın iktisada getirdiği yük ortadayken, dolarla mı maaş alıyorsunuz üzere gayri önemli bir değerlendirmeyi devlet yönetme adabıyla bir ortaya getiremiyoruz. Bu türlü bir kıymetlendirme aslında Türkiye’ye dışarıdan bakan herkesin problemlerin çok daha önemli olduğunu görebilmek imkanı veriyor. Bizim iktisat idaresinde liyakat istikrarını en fazla gözetmesi gerektiğini bilen bir ciddiyete muhtaçlığımız var.” diye konuştu.

ÂLÂ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamasında şu tabirler yer aldı:

”Milletimizin her geçen gün ağırlaşan kederleri siyasetin birinci gündemi olmak zorunda. İşsizlik sayılarımız, enflasyonun altında ezilen dar gelirli, ürütecek takati kalmayan üreticilerimiz, iş arayan gençlerimiz, 2020 bütçesine koyduğumuz ve tutturamadığımız amaçlarımızla memleket her geçen gün daha ağırlaşan kurallar içerisinde yaşamaya devam ediyor.

2020 yılında bir bütçe açığı öngörülmüştü o bütçe açığını maalesef birinci 7 ayda ödemek zorunda kaldık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin vadetmiş olduğu, istihdam, işsizlik, dolarla gayret, faal sanayi argümanı hepsi ele gelmiş, seçim meydanlarında unutulmuş kelamlar haline geldi. Biz artık memleketin, milletin kederlerini çözebilmek için hükümete ne yapması gerektiğini söylüyoruz. Sorunlarımızın öncelikli ve acil olanlarının konuşulmayıp, siyasetin magazin yapmasına karşı çıkıyoruz. Acil olmayan gündemlerle milletin meşgul edilmesini milletin çektiği kederlere hürmetsizlik olarak görüyoruz.

”Memleket dolarizasyon talepleri altında güvenilmez bir ekonomik iklime sürükleniyor”

İşsizlikle ilgili açıklanan sayılar dar tarifli işsizlik sayılarıyla gizlenmeye çalışılsa da geniş tarifli işsizlik sayıları dayanılmaz hadlere vardığını gösteriyor. Enflasyonun TÜİK sayılarına nazaran verilen sayıların çok daha üstünde olduğu bir gerçeklikle duruyor. Memleketin dolarizasyon talepleri altında güvenilmez bir ekonomik iklime sürüklendiğini farkediyoruz. Devletin ivedilikle ekonomik olarak bir toparlanma programını, memleketi ayağa kaldıracak bir istihdam programını hemen hayata değecek formda uygulamalarının bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz.

“Dolarla mı maaş alıyorsunuz gayri önemli bir değerlendirme”

En son maaşı dolarla mı arıyorsunuz, dolar borcunuz mu var diyen bir iktisat kurmayı gördük. Hazine ve Maliye Bakanını açıklamaları bizim daha çok önemli sorunlarımız olduğunu bize göstermiş oldu. Dolarla ilgili bir kıpırdamanın iktisada getirdiği yük ortadayken, ‘dolarla mı maaş alıyorsunuz’ üzere gayri önemli bir değerlendirmeyi devlet yönetme adabıyla bir ortaya getiremiyoruz. Bu türlü bir kıymetlendirme aslında Türkiye’ye dışarıdan bakan herkesin sıkıntıların çok daha önemli olduğunu görebilmek imkanı veriyor. Bizim iktisat idaresinde liyakat istikrarını en fazla gözetmesi gerektiğini bilen bir ciddiyete gereksinimimiz var. Borçlanma maliyetlerimiz her geçen gün artıyor. Direkt yatırım alamayan, döviz girdisi sağlayamayan, ihracatta rekabet imkanlarını kaybettiği için memleketteki döviz gereksinimini karşılayamayıp TL’nin paha kaybını engelleyemeyen bunları kapatmak için para basmak zorunda olan bir iktisat bu çarklar içerisinde memleketin ilerleyen günlerde iktisatta daha büyük krizler yaşayacağına dair bir telaşla vatandaşın dolara teveccüh etmesini engelleyemez hale gelmiştir. 220 milyar dolar vatandaşın döviz tevdiat hebası olması Türkiye’de iktisada güvenemiyoruz demenin öteki bir yoludur. Bunun geriye dönmesini sağlayacak faal ehil bir idareye gereksinim olduğumuzu söylüyoruz.”

T24