Eray GÖRGÜLÜ

İyi Parti Genel Lider Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, Genel Lider Meral Akşener’in esnaf ziyaretlerinin akabinde tematik mitinglere başlayacaklarını açıkladı. Ağıralioğlu, “Adana’ya gideceğiz çiftçi mitingi yapacağız, Manisa’ya gideceğiz hayvancılık mitingi yapacağız. Hangi bölge hangi iş kolunda mağdur ise o mağduriyetleri duyuracak biçimde temalı mitingler yapacağız. Tayyip Erdoğan’ın 2002’de bulduğu kalabalıkları bularak iktidarı ondan alacağız” dedi.

İyi Parti’nin seçim stratejisine ait TBMM’de bir küme gazeteciye bilgi veren İyi Parti Genel Lider Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, Nisan ayından itibaren tematik mitinglere başlayacaklarını açıkladı.

“Mağduriyetlere dikkat çekeceğiz”

İktidarın, muhalefete yönelik “siz her şeyi makûs görmek hevesindesiniz” kelamlarıyla savunma refleksi geliştirdiğini söz eden Ağıralioğlu, şunları söyledi:

“Milletin sesi duyulmaz olunca genel liderimiz her hafta bir dezavantajlı kişiyi küme toplantısından konuşturmaya başladı. ‘Emekli geçinemiyor’ diye bizim söylememiz yerine ‘ben geçinemiyorum’ diye bağıran bir emekli, ‘çiftçilerin durumu makus diye’ bağıran bir muhalefet yerine ‘Bu verdiğiniz fiyatlarla bu eseri tarladan kaldırın, tarlamız size vereceğim’ diyen bir çiftçiyi kürsüye çıkardık.

Memleketin sorun alanlarının tamamı görülmüş oldu. Artık o sorun alanlarında, beklentinin artık ümitsizliğe döndüğü neresi var ise; mesela Adana’ya gideceğiz çiftçi mitingi yapacağız, Manisa’ya gideceğiz hayvancılık mitingi yapacağız. Dikkat çekeceğimiz şey hangi bölge hangi iş kolunda mağdur ise o mağduriyetleri duyuracak halde temalı mitingler yapacağız.

“Tayyip Beyefendi saha adamıdır, ne manaya geldiğini bilir”

Gençlik mitingi, bayan mitingi, eğitim mitingi, adalet mitingi üzere. Miting yapabilme kapasitesi de korkutucu özelliktir. Gördükleri coşku onları rahatsız etti. Kalabalıklar meydanlara bu türlü coşkuyla gelmeye başladı mı Tayyip beyefendisi alanda adamıdır, bunun ne manaya geldiğini bilir. Kendisi birebir kalabalıkları bularak memleket yönetme emanetini almıştı. Tayyip Erdoğan’ın 2002’de bulduğu kalabalıkları bularak iktidarı ondan alacağız.“

“İktidar seçim psikolojisine girdi”

Son günlerde 3600 gösterge, EYT ve çiftçi borçları üzere bahisleri gündemine alan iktidarın seçim psikolojisine girdiğini tabir eden Ağıralioğlu, şöyle devam etti: “Bütçede, tonlamada, Tayyip Bey’in konuşma tonlamasında, hükümet kurmaylarından yaptıkları açıklamalarda gördüğümüz şey hissettiğimiz şey şu. Ustalık periyodu diye tanım ettikleri son devir bitti artık ne vereyim ağabeyime periyodu başladı. Bu ne vereyim ağabeyime devri AK Parti’nin başta prestij ettiği kamu muhasebesi, disiplinli harcama, seçim popülizmi yapmadan bütçeyi o popülist uygulamalarla sarsmama hassasiyeti gitti.

Onun yerine iktidarda kalmak için her şikâyet konusu olan şeyi madden halletmeye heves etmeye başladı. Bu bir seçim psikolojisi. Bu seçim psikolojisi erken girilmiş seçim psikolojisidir. AK Parti artık 3600 diyor, EYT diyor, çiftçi borçlarının yapılandırılması diyor, müteahhitlerin fiyat farkından doğan birtakım mağduriyetleri ele alıyor. Bu şu demektir biz memnuniyetsizlikleri gördük bunları yönetebilecek mali bir disiplini sağlama imkanından mahrumuz, bir kaynak bulup buraları süspanse edip seçime gideceğiz. Görebildiğimiz bu. Erken seçim mi baskı seçim mi bunu bilmiyorum, yönetebileceklerine inandıkları gün seçim yapacaklar.“

“Ülkücü hareketin sorumluluğu, devlet yıkılırken vakıf kurmak mıdır”

Ağıralioğlu, Alparslan Türkeş’i anma etkinliklerinde yaşanan olaylar ve sonrasında devam eden tartışmalarla ilgili soruyu ise şu sözlerle yanıtladı: “Yaşananları çok rencide edici buldum. Türk Milleti için rencide edici buldum. Ülkücü hareket için rencide edici. ‘Alparslan Türkeş’i biz anarız. Kim anacağına biz karar veririz. Onu anarak kendilerine konum sağlamaya çalışan hiç kimseye müsaade etmeyiz.

Alparslan Türkeş bizimdir bizden öteki kimse anamaz’ falan üzere bir şey bu anladığım kadarıyla. Alparslan Türkeş hassasiyetini taşımak olağan ki haklarıdır. Lakin bizden öteki anana kızarız demek bu bir tercihtir. Bu tercihi önümüzdeki periyot memleketi toparlamak zorunda olan ülkücü milliyetçi hareketin bugün geldiği yer ile mukayese edilerek değerlendirilecektir. Türk memleketi Türk yurdu bu hale gelmişken ülkücü hareketin sözcülerinin, kurmaylarının, başkanının konuşacağı laflar bunlar mıdır?

Devlet yıkılırken Vakıf kurmak mıdır ülkücü hareketin sorumluluğu? Devlet bu kadar aşınırken, devletin kurumları bu kadar pespaye hale gelmişken getirilmişken, devletin hazinesi talan edilirken, çocuklarımızın umudu yurttan kesilmişken, eğitim sistemimiz bozulmuşken, bu kadar israf, yolsuzluğa, yoksulluğa memleket gark olmuşken sizin gündeminiz bu mu olmalı?

Alparslan Türkeş’e sadakat, milliyetçi bir Türkiye inşa etmek ise, milliyetçiliğin prestiji iktidardayken işsizliği çözmek yoksulluğu bitirmek, zekât verilemeyecek bir ülke haline gelmek, yoksulun olmadığı bir ülke kurabilmektedir. Alparslan Türkeş’e vefa, isminden çok yapıtına vefadır.“

T24