Bayan Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) birebir günde 3 bayanın katledilmesine ait açıklama yaparak; “Kadınların oluşturduğu örgütlenmeler, binlerce bayanın şiddete karşı kendilerini koruyabildikleri sığınaklar oldu. Bayanların hayatları için verdikleri bu cansiperane çabalarla elde edilen yasal kazanımlarına karşı uygulamada çıkarılan maniler, göz nazaran göre tekraren bayanların hayatlarına mal oldu…” dedi.
Son olarak akademisyen Aylin Sözer’in konutunda bir erkek tarafından evvel boğazı kesilip akabinde yakılması toplumda infiale yol açtı. Başta bayanlar örgütleri olmak üzere toplumun büyük bir kesmi bayan cinayetlerine reaksiyon göstererek; İstanbul Mukavelesi’nin uygulanmasını istedi.
“Yaşamak istiyoruz” çığlığımızı duyun
“Başta yargı mercileri ve kolluk güçleri olmak üzere devletin tüm ilgili makamlarının, bayanların “Yaşamak istiyoruz” çığlığını duymasını talep ediyoruz.” diyen KA-DER’in açıklaması şöyle:
“Bazı vahşice işlenen bayan cinayetlerinden sonra toplumca ayağa kalkıyoruz. Canice işlenmeleri nedeniyle infiale neden olan cinayetlerin ve katledilmeleri ile bayana yönelik şiddete ait toplumsal karşı çıkışın sembol ismi haline gelen yitirdiğimiz bayanların gerisi ardı kesilmiyor. #MünevverKarabulut, #ÖzgecanAslan, #EmineBulut, #PınarGültekin, #AylinSözer ve daha kaçları. Toplumsal belleğimize unutulmaz bir trajedi ve yas olarak kazınıp, toplumsal travmamız haline geldiler.
Halbuki ki, her gün üç bayanın öldürüldüğü bir toplumda yaşıyoruz. Bayanların öldürülmesinin tesadüf değil, sistematik bir ataerkil cins kırım olduğunun farkına varmalıyız.
Bayan örgütleri; bayanların şiddet görmeden, eşit şartlarda yaşama hakkı için, tüm olanaksızlıklar ve engellemeler içinde, Osmanlı’dan beri çaba etmekteler.
Bu uğraş bayanların kanun önünde eşitliğinin sağlanması ve şiddetin son bulması için başarılı kazanımlarla ve kazanımları hayata geçirmek için var güçleriyle gösterdikleri eforlarla dolu.
Bayanların oluşturduğu örgütlenmeler, binlerce bayanın şiddete karşı kendilerini koruyabildikleri sığınaklar oldu. Bayanların hayatları için verdikleri bu cansiperane uğraşlarla elde edilen yasal kazanımlarına karşı uygulamada çıkarılan maniler, göz nazaran göre tekraren bayanların hayatlarına mal oldu…
Ekonomik, kültürel ve yasal yoksunluklara karşın, bayanların toplumca hürmet ve inanç duyulan uğraşının son on yılı tahminen de en çok, edinilmiş kazanımlara karşı taarruzlara direnişle geçti.
Meğer bayanların haklı gayretinin talebi net ve sadedir; İnsan Hakları Kozmik Beyannamesinde 72 yıl evvel tanınmış hakların, bayanlara ayrımcılık uygulanmadan hayata geçirilmesi. Çok yıllık gayrette ödenen bedellere, hayatlara mal olan hücumlara karşın, şimdi o noktaya dahi gelemedik. Zira bayanlar bunun için canlarını dahi verirlerken, toplum olarak şiddeti seyrettik, müdahale etmedik.
Bayanların hayatlarını korumak için getirilmiş kanunları uygulamak yerine, bayanların kazanılmış haklarının geri alınması için #İstanbulSözleşmesi’nin, nafaka ve kürtaj haklarının kaldırılmasının tartışıldığı vakitlerde yaşar olduk.
2019 yılı OECD bilgilerine nazaran Türkiye bayana yönelik şiddette 36 OECD üyesi ülke ortasında birinci sırada.
Bu ülkede bir gün evvel üç bayan öldürüldü ve tüm ülke ayağa kalktık. Tıpkı birtakım sembol bayan cinayetlerinde ayağa kalktığımız üzere. Halbuki bu ülkede yıllardır günde üç bayan öldürülüyor. Başta yargı mercileri ve kolluk güçleri olmak üzere devletin tüm ilgili makamlarının, bayanların “Yaşamak istiyoruz” çığlığını duymasını talep ediyoruz.
Bu misyonu devletten beklerken, bir bayan çığlığı duyduğumuzda başımızı çevirip duymazdan gelmek yerine, ihbar vazifemizi yerine getirip kolluk ünitelerini haberdar etmek, tahminen bir bayanın hayatını kurtarmak demektir.
Şiddete karşı sıfır tolerans gösterelim. Sessiz ve reaksiyonsuz kalmayalım, müdahale edelim, legal görmeyelim, meşrulaştırmayalım, sıradanlaştırmayalım, normalleştirmeyelim.
Giden hayatlar istatistik değil can. Sevdikleri ile birlikte tüm toplumun kalbine ateş düşürmeyelim. Hepimiz istersek, daima bir arada yaparsak olur. Bayanlar olarak hayatlarımızı kimseye vermeyeceğiz.
Meskende, okulda, işte, siyasette, sokakta tüm şiddet son bulana kadar, hak ettiğimiz şiddetsiz bir dünya için gayretimizi sürdüreceğiz.
Bayan cinayetleri politiktir, katilleri biliyoruz.
#kadıncinayetlerinidurduracağız
#İstanbulSözleşmesiYaşatır”
KA.DER Genel Merkezi
T24
