Koronavirüs’e karşı bağışıklığı güçlendirmek için bilinçsizce D vitamini desteği alındığını belirten Prof. Dr. Onur Yaprak “D vitamini zehirlenmesi başlangıçta baş ağrısı, bulantı, kusma, ağız kuruluğu, kabızlık, şuur bulanıklıkları, huzursuzluk, sonluluk, kas güçsüzlüğü üzere şikayetlere yol açarken daha ileri kronik toksisitede damar sertliği, yüksek tansiyon üzere kalp ve damar sistemi hastalıkları, böbrek taşı, pankreas iltihabı, kemiklerde ağrı ve kırılmaya eğilim gelişebilir” dedi.
Koronavirüs’e karşı pandemi periyodunda bağışıklığı kuvvetlendirmek için kullanılan D vitamini desteğine karşı değerli ihtarlarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Kısmından Prof. Dr. Onur Yaprak, “Pek çok insan yüksek dozda D vitamini desteği alır ve yan tesirlerin oranı nispeten düşüktür. Bununla birlikte destekler yahut besinlerde uzun periyodik ya da çok D vitamini tüketimi olumsuz yan tesirlere neden olabilir. D vitamini toksisitesi ile bağlantılı kıymetli yan tesirlerin birden fazla kanda kalsiyum yükselmesi ile ilgilidir” diye konuştu.
“Kanser ve yersiz D vitamini ortasında ilgi bulundu”
Vitaminlerin metabolizma için gerekli olan küçük moleküller olduğunu belirten Prof. Dr. Yaprak, şu tabirleri kullandı: “D vitamini, A, D, E ve K vitaminlerini içeren yağda çözünen vitaminler ailesine aittir. Bu vitaminler, yağ ile iyi emilir ve karaciğer ile yağlı dokularda depolanır. Birçok vitamin içinde öteki vitaminlerden farklı olarak D vitamini olarak isimlendirilen ‘kolekalsiferol’ aslında bir hormondur ve güneş ışınları sayesinde cildimizdeki kolesterolden üretilir.
Asıl vazifesi kemiklerin gücünü müdafaası olmasına karşın son yıllarda bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklarda, birtakım kanser hastalarında D vitamini seviyelerinin yetersiz olduğu tespit edilmesi üzerine birçok hastalıkla D vitamini eksikliği ortasında bağlantı kurulmuştur.“
D vitamini açısından güçlü besinler
Günlük D vitamini muhtaçlığının lakin yüzde 10 ila 20 kadarının besinlerle alındığına dikkat çeken Prof. Dr. Yaprak, “Kalan yüzde 80 ila 90’ı güneş ışığına maruz kalarak sentezlenir. Yazın öğlen saatlerinde haftada 3-4 defa 15-20 dakika güneşlenme ile yaklaşık 10.000 ila 20.000 IU ortası vitamin D dozuna muadil seviyede D vitamini sentezi gerçekleşir. Süt eserleri, balık yağları ve yağlı balıklar (somon, uskumru, ton balığı, sardalye), yumurta sarısı, tereyağı, karaciğer D vitamini açısından varlıklı besinlerdir.” sözlerini kullandı.
“D vitamini fazlası böbrek taşı ve pankreas iltihabı yapabilir”
Bedende toksisite oluşturacak kadar fazla D vitamini seviyesinin yükselmesinin sadece besinler yahut güneşe maruz kalmakla gerçekleşmeyeceğini belirten Prof. Dr. Yaprak, “Bu kadar yüksek kan seviyeleri günde en az 10 bin ünite D vitamini alan şahıslarda gelişir. D vitamini toksisitesi, bedendeki D vitamini düzeylerinin ziyan verecek kadar yüksek olduğu manasına gelir. Birebir vakitte hipervitaminoz D olarak da isimlendirilir.
Destek olarak ülkü D vitamini alımı günlük 500-2000 ünite olmalıdır, D vitamini alımı için tolere edilebilir üst hudut günde 4000 ünitedir. D vitamini toksisitesi ile bağlı değerli yan tesirlerin birçok kanda kalsiyum yükselmesi ile ilgilidir.
Bu yan tesirler başlangıçta baş ağrısı, bulantı, kusma, ağız kuruluğu, kabızlık, şuur bulanıklıkları, huzursuzluk, sonluluk, kas güçsüzlüğü üzere şikayetlere yol açarken daha ileri kronik toksisitede damar sertliği, yüksek tansiyon ve ritim bozuklukları üzere kalp ve damar sistemi hastalıkları, böbrek taşı, pankreas iltihabı, kemiklerde ağrı ve kırılmaya eğilim gelişebilir ” dedi. (DHA)
T24
