Rusya, 2014’te Kırım’da, milletlerarası toplumun tanımadığı ve yarımadanın yerli halkı olan Kırım Tatarları’nın boykot ettiği bir referandum düzenlenmiş ve bu referandumdan çıkan Rusya’ya bağlanma kararına dayanarak Kırım’ı ilhak ettiğini açıklamıştı.

Kırım 24 televizyonuna konuşan Lavrov, Kırım’ın Rusya’ya katılmasının tam manasıyla memleketler arası hukuka uygun olarak gerçekleştiğini, yarımadanın sonsuza kadar Rusya’nın bir modülü olacağını ve ABD liderliğindeki Batı’nın bunu değiştiremeyeceğini, tıpkı vakitte dünyada bölgeyle bağlantıların geliştirilmesine giderek artan bir ilgi olduğunu ve Moskova’nın bu süreci teşvik edeceğini söyledi.

Lavrov, Batılı ülkelerin büyük kısmının tanımadığı referanduma ve ilhak kararına ait şunları söyledi:

“Yedi yıl evvel milletlerarası hukuka büsbütün uygun bir formda yarımadanın Rusya Federasyonu’na katılmasından yana olduğunuzu beyan ettiniz. Halkların Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü’nde yer alan kendi yazgısını tayin hakkının bu biçimde gerçekleşmesi, anayasaya alışılmamış bir silahlı darbe sonucu Kiev’de iktidara gelen milliyetçilerin ve neo-Nazilerin tehditleri devam ederken Kırımlıların çıkarlarını, haysiyetlerini ve ömürlerini müdafaanın tek yolu haline geldi.

“Kırım’ın bahtı ve geleceği, birileri tarafından beğenilsin beğenilmesin, sonsuza kadar Rusya ile birlikteliktir. ABD’nin yönettiği Batı devletlerinin hiçbir aksiyonu bu gerçeği değiştiremez, ne milletlerarası hukuk, ne siyasi, ne de ahlaki açıdan. Bizim diplomasimiz ise yarımadanın meskene dönüşüyle ilgili gerçekleri yabancı ortakların zihninde pekiştirmeye yönelik ağır bir halde çalışmaya devam edecek.

“Bugün dışarıdan sosyo-politik, ticari, bilimsel, parlamenter etraflarının temsilcilerinin ziyaret ettiği Kırım ile alakaların gelişmesine dünyada giderek artan bir ilginin var olması sevindirici. Bu bireyler, Kırım sakinlerinin Mart 2014’te yapmış oldukları özgür seçime bağlılıklarını, ayrıyeten gerçeklerin, bazen taraflı Batı basınında görülen betimlemelerden ne kadar farklı olduğunu kendi gözleriyle görebilirler. Bu tıp temasları ve değişimleri mümkün olan her halde teşvik etmeye devam edeceğiz.”