Sanatçı Özdemir Erdoğan, Zeki Müren’in Türkiye’nin birinci rol modeli olduğunu belirterek, “İnsanlarımız onu küçük erkek çocuklarıyla birlikte televizyonda seyretti. Ve onu izleyen erkek çocuklar travmalar yaşadı. Makûs bir rol modeldi.” diye konuştu.
Özdemir Erdoğan, Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin‘e verdiği röportajda Zeki Müren hakkında tartışılacak açıklamalar yaptı.
Röportajdan satır başları şöyle…
Zeki Müren’e dair garip bir “Madam” çıkışınız oldu. Ben bu çıkışınızı pek anlayamadım…
“Bakın, Zeki Müren birinci kez 1950’de piyasaya çıkmıştır ve o Türkiye’nin birinci rol modelidir. İnsanlarımız onu küçük erkek çocuklarıyla birlikte televizyonda seyretti. Ve onu izleyen erkek çocuklar travmalar yaşadı. Makûs bir rol modeldi. Sonradan bir sürü Zeki Müren’in taklitçileri çıktı. Beşerler ona özendi. Ben bir insanın eşcinsel olmasından rahatsız olmam lakin şayet bu, toplum önünde örnek olacak halde kullanılıyorsa ziyanlıdır.“
Zeki Beyefendi, bunu kullanıyor muydu sizce?
“Elbette. Ferdi Özbeğen de eşcinseldi ancak efendi efendi davrandı. Bir gün bile eşcinselliğini afişe etmedi. Kendi inançları ve kendi dünyasında efendi üzere öldü, gitti.“
“Zeki Müren makus bir rol modeldi”
Bu sözleriniz birtakım insanları incitip öfkelendirebilir…
“Bakın mesela Bülent Ersoy, çok daha namuslu, zira o bayan oldu. Yani erkek çocuklara makûs örnek olmadı. “Ben bu türlü hissediyorum” dedi ve gitti bayan oldu. Bu bayana kimse bir şey diyemez fakat Zeki Müren makûs bir rol modeldi. Aklı başında olan herkes bu türlü düşünür. Bugün erkekler küçük etek giyip oje sürse, makyaj yapsa güzel karşılanır mı?
Hem bu tehlikeyi kabul ediyorsunuz hem de sanat uğruna bunu görmezden geliyorsunuz… Bana kalırsa bu büyük bir sahtekarlık ve çelişkidir. Bunu konuşmamak ahlaksızlıktır. Siz bu türlü bir tehlikenin varlığını kabul ediyorsunuz fakat sanat uğruna ağzınızı açıp tek söz etmiyorsunuz. Bir tek Özdemir Erdoğan konuşuyor.“
Zeki Müren hayatta olsaydı yüzüne karşı bu cümleleri kuramazdınız!
“Olağan ki kurardım! O vakit da kurdum. Bakın, ustalığını dünyanın kabul ettiği bir müzisyen olarak söylüyorum; Zeki Müren yalnızca mahallî ve Türkiye hudutlarında kalan yöresel bir sanatçıdır. Mesleğinin birinci 10 yılında hoş müzik söyledi ancak 1965’ten sonra yaşadığı hayat hasebiyle müzik da söyleyemedi.“
“Sanat Güneş’i sözünü kendi kendine yakıştırdı”
Bir ‘Sanat Güneşi’nden bahsediyorsunuz. Ayrıyeten o da ‘Devlet Sanatçısı’ unvanını aldı. Kendisine “Paşa” deniyordu…
“Hayır! ‘Sanat Güneş’i sözünü ona ne devlet ne halk verdi. Şahsen kendi kendine yakıştırdı. Zira fevkalade bir şöhret hırsı vardı. Bilmediğiniz çok şey var. “Paşa deniyordu” diyorsunuz. Bir tek asker çıkıp da bir şey demedi. Nedir paşa? Bir asker ortamında en yüksek ve en gururlu yerdir. Onu bile kullandı, her şeyi kullandı. Buna karşı çıkıyorum. Birinci çıktığı yıllar sesi iyiydi ancak bu kişiyi günümüzde hâlâ kozmik bir sanatçı üzere gösterenler ahlaksızdır.“
…
T24
