Sabah gazetesi muharriri Dilek Güngör, ” Finansal piyasalar istikrar kazanıp, enflasyon düştükçe, faizlerin aşağı gitmesi kaçınılmaz. Ancak bunlar bir taraftan gerçekleşirken de alternatif formüller düşünülemez mi? Türkiye’de çift faiz olur mu?” niyetini lisana getirdi.

Güngör yazısında, “Merkez Bankası başkanlığı değişiminden sonra başlayan çok da ekonomik temeli olmayan dövizdeki hareketlenme durmuşa benziyor. Borsa da işler bir ölçü yoluna girdi. Tahvil ve CDS cephesinde de… Piyasanın rayına oturmasında yerlilerin epey katkısı oldu. Hem borsa hem kurda… Bundan sonra ne olur? Yabancı yatırımcıların 15 Nisan’daki Merkez Bankası Para Siyaseti Kurulu (PPK) öncesinde tekrar kur ve borsada bir hareketlenmeye girişeceklerini, Türk iş dünyasının da yüksek faiz şikâyetlerini dinleyeceğimizi söylemek herhalde kahinlik olmaz. Peki her PPK öncesinde döviz kuru ve borsada aynı şeyi mi yaşayacağız? Elbette, finansal piyasalar istikrar kazanıp, enflasyon düştükçe, faizlerin aşağı gitmesi kaçınılmaz. Ama bunlar bir taraftan gerçekleşirken de alternatif yöntemler düşünülemez mi? 2010’larda hayatımıza giren yeni kurtulduğumuz faiz koridoru karmaşasına geri dönmekten bahsetmiyorum. Misal, pandemi sırasında dünyadaki kimi merkez bankaları çeşitli uygulamalar geliştirdi. Avrupa Merkez Bankası bunlardan biri… Piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarını değiştirmiyor tahminen lakin da Uzun Vadeli Refinansman İşlemleri’nin koşullarını kolaylaştırıyor. Orada uygulanan faiz oranlarını düşürüyor. Keza İsrail Merkez Bankası’nın da bankalar için hedefli krediler programı var. Finansal kuruluşlar, küçük ve mikro işletmelere vermeleri şartıyla daha düşük faizle fonlanıyor. Türkiye’de de pandemi periyodunda Merkez Bankası bilhassa ihracatçılar için misal bir program uyguladı. Bunları kalıcı hale getirmek mümkün olamaz mı? Yatırıma-üretime başka fonlama faizi düşünülebilir mi?” sözünü kullandı. 

T24