Adana’da aileler, Tip-1 diyabet hastası olan ve gün içerisinde birçok kere yapmak zorunda oldukları şeker ölçümünde parmak uçları delinerek acıyan çocukları için, aylık 900 ila 1500 TL ortası maliyeti bulunan daima glikoz ölçüm sensörlerinin devlet ödemesi kapsamına alınmasını istedi.
Bedendeki mutlak insülin eksikliği olan Tip-1 diyabet (İnsülin hormonunun mutlak eksikliğine bağlı olarak meydana gelen şeker hastalığı) hastalığında kan şekerlerini denetim altına almak için dışarıdan insülin vermek yetmiyor, daima şeker seviyesinin de ölçülmesi gerekiyor. Fakat günde en az 8 defa parmak uçlarını delerek ölçüm yapmak zorunda kalan çocuk hastalar, bu süreç sırasında hem büyük acı yaşıyor hem de korkuyor.
Ömür uzunluğu yapmaları gereken bu ölçümle parmaklarında enfeksiyon riski, nasırlaşma, hudut kaybı üzere durumlarında görülebildiği çocuklar için aileler, daima glikoz ölçüm sensörlerinin devlet ödemesi kapsamına alınmasını istedi.
Aylık maliyeti 900-1500 TL ortasında
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kolu Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Gürbüz, çocuklar için hayati ehemmiyet taşıyan şeker seviyelerinin takibi için bu aygıtın ehemmiyetini anlattı.
Ekonomik durumu el vermeyen ailelerin bu sensörlere erişemediğini belirten Doç. Dr. Fatih Gürbüz, sensörlerin aylık maliyetinin ortalama 900 ile 1500 TL ortasında olduğunu belirtti.
Bu sensörler sayesinde çocukların şeker ölçümlerini parmaklarını delmeden yapabilme imkanına sahip olduklarını kaydeden Gürbüz, “Maalesef şu anki koşullarda geri ödemesi olmayan bir durum. Sıhhat Bakanlığı’nın geri ödemesinde yalnızca kandaki şekeri ölçen stripler karşılanıyor. Onla da günlük 10 ölçüm yapılabiliyor” sözlerini kullandı.
Cep telefonuna alarm gönderip aileyi uyarıyor
Çocukların gece uyurken de kan şekerlerinin düşebildiğine dikkati çeken Doç. Dr. Gürbüz, günde 3-5 ölçüm yaparak gerçek kan şekeri durumunu fark etmenin güç olduğunu söyledi. Bunun çocuk için hayati kıymet taşıdığına işaret eden Doç. Dr. Gürbüz, “Çocuğun üzerinde, bedene yapıştırılabilen yeni aygıtlar olsa kan şekerinin düştüğü ya da yükseldiği anlar da cep telefonuna alarm vererek aileyi uyarıyor. Böylelikle çocuğu, hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğünden koruyor. Günde 300 sefer hatta her 5 dakikada bir otomatik ölçüm yapabiliyor. Böylece günün her saati hastanın durumu takip edilebiliyor ve çocuğun kan şekerini de daha iyi denetim altına alabiliyoruz” dedi.
İki çocukları diyabet hastası olan aileden davet
Zehra-Uğur Sazil çiftinin Haktan (12) ve Atakan (7) ismini verdikleri oğulları Tip-1 diyabet hastalığı ile gayret ediyor. 2 yıl evvel Tip-1 diyabet hastalığı teşhisi konulan kardeşinin akabinde birkaç ay evvel kendisinde de birebir hastalık olduğunu öğrenen ve şimdiden parmak uçları zedelenen Haktan Sazil, ölçüm sırasında parmaklarının çok acıdığını ve sensörlü aygıtı kullanmak istediğini belirtti.
Uğur Sazil ise, “Çocukların günlük her öğünden evvel ve sonra olmak üzere 6, gece saat 24.00 ve 03.00’da ise 2 ölçümleri var. 8 ölçüm dışında kendilerini iyi hissetmediklerinde bu sayı 12’yi buluyor. Parmakları deliniyor ve acı çekiyorlar. Sensörlü aygıtlarla çocuklar ne kana ne iğneye maruz kalıyor. Devletimizden bunun SGK kapsamına alınmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Aylık masrafı çok kıymetli olduğundan alamıyoruz”
4 yıldır Tip-1 diyabet hastası olan Ayşegül Dürgen (12) ise ölçüm yaparken canının acıdığını, parmak uçlarının zedelendiğini, ölçümü tekrarlamak zorunda kaldığında da çok zorlandığını lisana getirdi.
Kendisi de bu hastalığı taşıyan anne Feride Dürgen, “Devletimiz sensörümüzü öderse bütün çocuklarımız buna kavuşacak ve çok daha sağlıklı kuşaklar yetiştirebileceğiz” dedi.
Tekrar 4 yıldır bu hastalığı taşıyan oğlu Bilal’in (10) sensör kullanmak istediğini söyleyen Gülyaz Kılıçlı ise şöyle konuştu:
“Aylık masrafı çok kıymetli olduğundan alamıyoruz. Diyabet 1 yıllık değil 2 yıllık değil kronik bir hastalıktır. Devletimiz, bu aygıtı fiyatsız yaparlarsa çocuklarımızın hayatı da kurtulur, parmakları da kurtulur.” (DHA)
T24
