T24 Haber Merkezi 

Ticaret Bakanlığı, Avrupa insan Hakları Mahkemesi’nin hakkında verdiği hak ihlali kararı ve mahallî mahkemelerin verdiği tahliye kararlarına karşın üç buçuk yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala‘nın kurucusu ve idare konseyi lideri olduğu Anadolu Kültür Anonim Şirketi’nin feshini istedi. Şirketten yapılan açıklamada fesih için açılan davanın “Osman Kavala’nın maruz kaldığı hukuksuzluğun devamı niteliğinde” olduğu belirtildi. 

Ticaret Bakanlığı, Osman Kavala’nın kurucusu ve idare konseyi lideri olduğu Anadolu Kültür’ün feshini isterken, şirket hakkında ‘faaliyetini dernek ve vakıflara misal halde, kâr gayesi gütmeden yürüttüğü’ gerekçesiyle dava açıldı. Şirketten mevzuyla ilgili yapılan açıklamada, “Şirketimiz, kurulduğu 2002 yılından itibaren tüm süreçlerini yasal ve şeffaf biçimde yürütmüş, hakkında MASAK ve Bakanlık incelemerinde rastgele bir hata tespit edilmemiştir. Buna karşın açılan bu dava hukuksuzdur” denildi. 

Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu talep ile bir şirkeye açılan birinci davanın olduğu belirtilerek, “Kasıtlı olarak sızdırılan haberler ise, içi boş, kanıtlardan mahrum dava evrakına gazete kupürü biçiminde, kelamda ‘deliller’ sunmak emeliyle ‘düzenlenmiştir'” sözü kullanıldı. 

Anadolu Kültür’den yapılan açıklama şöyle:

“Geçtiğimiz günlerde kimi medya organlarında Anadolu Kültür’ü gaye alan palavra, tek taraflı ve hukuka alışılmamış haberler üzerine, aşağıdaki yazılı açıklamayı yapma mecburiyeti doğmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, kelam konusu haberlere bahis olan dava, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bir şirkete ‘faaliyetini dernek ve vakıflara benzeri biçimde, kâr emeli gütmeden yürüttüğü’ gerekçesiyle açılan ilk dava olma özelliği taşımaktadır.

“Kasıtlı olarak sızdırılan haberler, kanıtlardan mahrum dava evrakına kelamda ‘deliller’ sunmak gayesiyle ‘düzenlenmiştir'”

Kasıtlı olarak sızdırılan haberler ise, içi boş, kanıtlardan mahrum dava evrakına gazete kupürü biçiminde, kelamda ‘deliller’ sunmak maksadıyla ‘düzenlenmiştir’. Anadolu Kültür A.Ş.’ye karşı açılan fesih davası büsbütün hukuksuzdur. Bu dava, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Hataları Araştırma Şurası Başkanlığı (MASAK) tarafından yapılan incelemede, şirketimiz hesaplarında Ceza Kanunları kapsamında cürüm sayılan rastgele bir konuya rastlanmamış olması nedeniyle, adeta ‘icat edilmiş’ ve yürürlüğe sokulmuştur.

Anadolu Kültür hakkındaki araştırmaların ve denetlemelerin seyri şöyle cereyan etmiştir: ‘Gezi Olayları Soruşturması’ kapsamında yaptığı incelemede Ceza Kanunları açısından şirketimizin cürüm işlemiş olduğuna dair rastgele bir bulguya rastlamayan MASAK, bunun üzerine, ‘şirketin faaliyetlerinin bir şirket kapsamında ele alınıp alınamayacağının’ Ticaret Bakanlığı tarafından araştırılmasını istemiştir. Bu araştırma başlatıldığında, şirkete ilişkin son on yılın bütün muhasebe kayıtları, banka kayıtları, ayrıyeten istenen öbür tüm ilgili evraklar, raporlar ve açıklamalar Ticaret Bakanlığı müfettişlerine eksiksiz olarak sunulmuştur.

Bu denetlemenin akabinde, Ticaret Bakanlığı tarafından, Anadolu Kültür A.Ş.’nin ‘ekonomik hedef ve mevzular için kurulduğu, fakat gelirinin büyük kısmının yurtiçi ve yurtdışı kurum/kuruluş ve bireyler tarafından bağış, hibe vb. fonlarla sağlayarak faaliyetini dernek ve vakıflara misal biçimde yürüttüğü’ argümanı ile TTK 210/3 unsuru yeterince fesih davası açılmıştır.

Bu dava evrakından hareketle birtakım yayın organları, Anadolu Kültür’ün ‘yurt dışından fonlandığı’, ‘bir sermaye şirketinin temel hedef ve yapısına karşıt hareket ettiği’, faaliyetleri ile ilgili ‘hükümete yönelik memleketler arası yansıların yoğunlaşmasını’ amaçladığı, ‘denetimden kaçmak için şirket yapısı’nı kullandığı üzere temelsiz, şirketimiz hakkında şaibe yaratmayı amaçlayan, bir kısmı ilgili belgede dahi bulunmayan kasıtlı tezler ileri sürmektedir.

“Bu savlar karşısında, kamuoyunun aşağıdaki konuları bilmesi elzemdir”

· Anadolu Kültür A.Ş. 2002 yılında Türk Ticaret Kanunu kararlarına uygun halde kurulmuş, ana mukavelesi Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış, tescil edilmiş ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir.

· Türk Ticaret mevzuatında şirketlerin sponsorluk yoluyla fon sağlamasını engelleyen hiçbir yasal kısıtlama yoktur.

· Anadolu Kültür tarafından bugüne kadar sponsorluk yoluyla temin edilen fonlar, banka vasıtasıyla transfer edilmiştir ve MASAK, Anadolu Kültür’ün mali kayıtlarının banka kayıtlarına uygunluğunu tespit etmiştir. 

· Anadolu Kültür’ün faaliyetlerini destekleyen sponsorların her biri esaslı bir geçmişe sahip, dünya ölçeğinde faaliyet gösteren, çalışmaları memleketler arası kamuoyu tarafından yakından izlenen, son derece saygın ve büsbütün yasal kurum ve kuruluşlardır.

· Kaldı ki, tüm bu kurum ve kuruluşlar hem MASAK hem de Ticaret Bakanlığı tarafından ayrıyeten incelenmiş, bunlarla ilgili de herhangi bir hukuka terslik, temas ve faaliyet tespit edilmemiştir.

· Anadolu Kültür tarafından kuruluş kontratına uygun halde icra edilen tüm ticari faaliyetler, MASAK ve Bakanlık tarafından geriye dönük on yıllık süreçte ayrıyeten incelenmiş ve bu konuda da rastgele bir hukuka karşıtlık ve yasa dışı faaliyet tespit edilememiştir.

· ‘Denetimden kaçmaya çalıştığı’ argüman edilen şirketimizin tüm süreçleri açık, yasal ve şeffaf biçimde yürütülmüş, gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin sponsorları, Anadolu Kültür’ün web sitesinde, aktiflik broşürlerinde ve alanlarında açıkça ilan edilmiştir. Anadolu Kültür, tahminen de Türkiye’de hiçbir şirkette gibisi görülmemiş bir biçimde, inceden inceye, birden fazla defa denetlenmiş ve hiçbir süreciyle ilgili hukuka karşıtlık, yasa dışı bir faaliyetle temas saptanmamıştır.

· Anadolu Kültür’ün Türkiye’nin çok sayıda kentinde kültür ve sanat aracılığıyla toplumsal diyaloğu besleyen, yüzlerce sanatkarın, binlerce izleyicinin hayatına dokunan proje ve aktiflikleri ile ilgili detaylı bilgiye web sitemizden ulaşılabilir.

Şirketimiz aleyhine açılan fesih davası, taraflı ve maksatlı bir inceleme raporuna dayanmaktadır. Yaklaşık yirmi yıldan beri birebir temel kontrat ile faaliyette bulunan, tüm genel heyetleri Bakanlık nezaretinde gerçekleşen, tüzel sonuç doğuran tüm süreçleri Bakanlık onayına tâbi olan bir ticaret şirketine, kuruluşundan yirmi yıl sonra ‘kâr elde etme gayesi taşımadığı’ formundaki bir argüman ile fesih davası açılmasının hiçbir izahı bulunmamaktadır. Bakanlığın, açtığı bu dava, idari yetkinin kamu faydası gayesiyle kullanılmadığının ve keyfiliğin kendi içinde kabulüdür.

“Kavala’nın maruz kaldığı hukuksuzluğun devamı niteliğinde”

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu talep ile açılan birinci dava olan bu dava, maalesef Türkiye’de hukukun araçsallaştırılmasının kıymetli örneklerinden biri olmuştur ve bundan sonra da bu halde anılacaktır. Kelam konusu dava, Anadolu Kültür’ün kurucusu ve idare heyeti lideri olan Osman Kavala’nın maruz kaldığı hukuksuzluğun devamı niteliğindedir.

Türel destekleri olmadığı halde başlatılan hukuksal süreçlerin ve bu süreçlerde ileri sürülen hukuka muhalif talep ve istemlerin, aşikâr bir emel doğrultusunda sızdırılan taraflı haberlerle desteklenmesi ve karalama faaliyetlerinde kullanılması, son yıllarda görmeye alıştığımız bir durumdur. Davaya ait tüm yanıtlar, mahkemeye dilekçeler ile verilmiştir. Asıl olan da yargılamanın mahkeme önünde cereyan etmesidir. Kaldı ki bu konu, anayasal yargı faaliyetinin bir gereğidir. Mahkeme belgesinden sızdırılan davacı tezlerinin, bu formda basın önünde, tek taraflı ve belirli bir emel doğrultusunda ele alınıp işlenmesi, yargılamaya mevzu savın zayıflığının da en açık göstergesidir. Bu tip haber verme kisvesi altında yapılan taraflı faaliyetlerin yargı kararlarının tarafsızlığına gölge düşürmekten diğer bir işe yaramayacağı açıktır. Yargıya itimadın yine tesisi için bu kadar gayret sarf edilen bir devirde bu faaliyetlerin bu gayretleri da sonuçsuz bıraktığı bir gerçektir.

Anadolu Kültür, palavra, tek taraflı ve hukuka muhalif haberleri yapan kişi ve kuruluşlara karşı, doğmuş ve doğacak her türlü dava ve talep hakkını sonuna kadar kullanacaktır.” 

T24