Gastronomi yazarı Vedat Milor, Hürriyet için kaleme aldığı yazısında “Yemekte milliyetçilik kadar kabilecilik de mutfağımızın çeşitliliğine ziyan veriyor. Kabilecilik derken emsal yemeğin farklı bir formda yapıldığı yörenin yemeğini aşağılamayı kastediyorum. Birçok yöre mutfağı bu nedenle İstanbul’da bulunmuyor” diyerek, bu durumun mutfakta “fakirleşmeye” neden olduğunu söyledi. 

Gastronomide milliyetçiliğin olmaması gerektiğini söyleyen Milor, “Benim hoşlanmadığım, içi boş ve hamasi bir lisan kullanarak oburunun el emeğini, göz parıltısını inkâr etme… Denemeye bile tenezzül etmeden öteki mutfakları küçük görme… Bilhassa de bunu yapan insanın mesleği aşçılık olunca zahmetten çıkıyorum. Bu haller üç nedenle sıkıntılı…” dedi.

Milor, yazısında “Birincisi, farklı mutfak kültürleri ortasındaki etkileşimi önlediği için ülke mutfağımızın gelişmesini engelliyor. İkincisi, klasik mutfağımızı gerçek manada korumak için öteki yerlerde neler olup bittiğini bilmeliyiz ki kendi farklılığımızı ve güçlü taraflarımızı mukayese yoluyla iyi kavrayalım” tabirini kullandı. 

Milor şöyle devam etti:

“Üçüncü önemli sorun da buna bağlı. Ülkemizde pek çok bölgede pişse bile belirli bir yere ilişkin üzere görünen ya da piyasada geçerli olan formu ‘doğru ve tek’ addedilen birçok yemek var. Bundan farklı yapmaya yeltenir ve lokanta açarsanız önemli riske girmiş oluyorsunuz. Birçok yöre mutfağı ve farklı yemekler bu nedenle İstanbul’da bulunmuyor. Bulunsa da kısa vadeli oluyor. Sonuçta hem yemekte milliyetçilik hem de kabilecilik ülke mutfağımızın çeşitliliğine ziyan veriyor. Mutfağımız standartlaşarak yoksullaşıyor. Acı fakat gerçek!”

T24