Yeni Akit gazetesi müellifi Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki farklı küme esnafa 3-5 bin lira hibe takviyesi verileceğini açıklamasının akabinde “Bu karışıklık içinde esnaf için teşvik programları kaynadı gitti. Sual-i mukadder’lere karşılık verilmeden başka hususlar gündem oluşturmaya yetmiyor. İktisattaki açık çok büyük olunca, bu yama da kâfi olmuyor alışılmış. cteş düştüğü yeri yaktığı için, herkes kendi kederiyle meşgul oluyor” fikrini lisana getirdi.
Dilipak, “Bakın kapanmanın ‘bulaş’ı artırdığı görüşü hakim görüş haline geldi. Maske de dünyada artık kaldırılmaya başladı. Aylarca yanlış PCR Müspet tesbitine dayalı tedavi diye verilen ilaç aylar sonra kaldırıldı. O 1 milyon doz ne oldu artık? Ziyan görenlerin ziyanını kim karşılayacak. Bakın, hani yerli ve ulusal aşıdan kelam ediyorsunuz, ne oldu da Sputnik’e fit oldunuz. Sahi daima mutasyona uğrayan ve varyantlarla karşılaşırken, bu aşı ve ilaçlar nasıl tedavi için değişmeden kullanılmaya devam ediyor” tabirlerini kullandı.
Dilipak, şöyle devam etti:
“HES kodu nasıl aşı Pass.ına dönüştürülüyor. Kimseden ses yok. Adım adım dijital diktatörlüğe gidiyoruz. Hayvanlarda chip’leme tamam, HES kodunu dijitalleştirdiniz mi, bu iş de tamam. Ya hu bir milleti topyekûn mutasyona uğratıyor, onları siborglere dönüştürüyorsunuz.
Bu kabahat, bu insanlık kabahati, bu bir cinayet! Neyse ki, bir savcı çıktı ve bir soruşturma açtı. Bakalım bu savcıya soruşturma açacaklar mı? İnşallah bu türlü bir yanlış yapmazlar. Savcı soruşturma belgesini açmış ve UYAP’a yüklemiş. Lakin bu evrak o savcıdan alınıp, diğer bir savcıya verilmiş. Gördüğüm kadarı ile birçok kişi ve kuruluş, ellerindeki belgeleri, şikayet ve ihbar için Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığına göndermeye hazırlanıyor.
Görünen o ki, bu iş bir savcının altından kalkacağı bir şey değil. Herhalde orada görevlendirme ile bir heyet oluşturması gerekiyor.
Biz bu bahislerle uğraşırken bir öbür gündem Sedat Peker’di.
Bu kaos içinde esnaf için teşvik programları kaynadı gitti. Sual-i mukadder’lere yanıt verilmeden öbür bahisler gündem oluşturmaya yetmiyor. İktisattaki açık çok büyük olunca, bu yama da kâfi olmuyor natürel. Açıklanan sayılar, şahısların, ailelerin kaygısına derman olunca bir mana söz etmiyor. Ateş düştüğü yeri yaktığı için, herkes kendi kaygısıyla meşgul oluyor.
Bir yandan siyaset, öte yandan iktisat, eşzamanlı sıhhat sorunu, bir de Ramazan’dan başlayarak devam eden İsrail’in Mescid-i Aksa’ya saldırısı ile başlayan manevi baskı ve bütün bunların üzerine, şahısların kendilerini köşeye sıkışmış hissetmesi, maddi ve manevi manada büyük bir yıkıma sebeb oluyor. Bakın intihar, aile içi meseleler, ortaklar ortasındaki sıkıntılar, ruhsal sıkıntılar çığ üzere. Ruhsal ilaç tüketiminde patlama yaşanıyor.”
T24
