Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü ve muharriri Ali Karahasanoğlu, tıpkı gazetede yazan Abdurrahman Dilipak’ın, İstanbul Mukavelesini amaç aldığı ‘AKP’nin papatyaları’ başlıklı yazısı nedeniyle AKP Vilayet Bayan Kolları Başkanlıkları’nın hata duyurusunun akabinde açılan davayı köşesine taşıdı. Hâkimin toplumsal medya hesabında Atatürkçü paylaşımlarda bulunduğunu yazan Karahasanoğlu, duruşmayı Kasım ayına erteleyen hâkim için Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na (HSK) inceleme daveti yaptı.
TIKLAYIN – AKP Bayan Kolları’ndan “AKP’nin papatyaları” yazısı nedeniyle Abdurrahman Dilipak hakkında 81 vilayette cürüm duyurusu
Dilipak’ın AKP’yi değil AKP’ye menfaatleri için hakim olmak isteyenleri eleştirdiğini öne süren Karahasanoğlu, dava sürecinde değişik şeyler yaşandığını öne sürdü. Akit muharriri, şu sözleri kullandı:
“Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, birinci duruşmaya çıkan hakime hanım, AK Parti’nin avukatlarına biraz sert çıkmıştı.. ‘Bu vekalet ile bu dava açılmaz’ manasında ikazlarla.. Orta kararı oluşturmuş.. İstenilen formda vekaletname çıkarılması için AK Parti’nin avukatlarına müddet vermişti.. O denli ki.. AK Parti’nin avukatları, biraz da üst seviye yöneticilerin bu türlü bir vekalet talebine kızabilecekleri niyeti ile.. Duruşmada hakime hanıma ‘Ama efendim’ itirazları, karşılıksız kalmıştı.. Evet, o itiraz, davalı sıfatı ile bizden gelmişti.. Yapmamız gereken bir itirazdı.. Yaptık.. Ancak sonrasındaki gelişmeleri de aktarayım ki, yaşananları daha iyi değerlendirebilelim.. Vekaletnamenin davayı açmaya kâfi olmadığı itirazımızı haklı gören hakime hanım. Hem de bunu biraz da abartılı halde dillendiren hakime hanım.. Ne oldu ise oldu.. Duruşma ortasında, kendi kararından döndü.. Ben, 36 yıla varan hukukçu kimliğimle, neler gördüm, nelere şahit oldum. Duruşmayı bile beklemeden, ortada karar değişikliğini, yeniden de iyi niyetle, ‘Olabilir’ diye yorumladım.”
Bir sonraki duruşmanın isimli tatil öncesi Temmuz ayında görüleceğini yazan Karahasanoğlu, “Her tazminat davasında şahit olduğumuz hakime düşen misyonu.. CHP’nin Akit’e açtığı davada. Kemal Kılıçdaroğlu’nun akit’e açtığı davada şahit olduğumuz iki tarafa birden yapılan hatırlatmaları. Biraz da ‘adet kabilinden hatırlatıyoruz’ noktasına gelen, yasal mecburilik olan hatırlatmayı. Hakime hanım, ‘Sulh’ davetini yapmadan. Adeta, çok süratli olarak, bir yere bir şeyler yetiştirmesi gerekirmişcesine.. Kanunun da lafzına karşıt olarak.. Ne ‘sulh’, ne ‘anlaşma ihtimali’nden bahsetmeksizin.. Ancak, ‘Taraflar sulhe teşvik edildi, başka ayrı soruldu, sulh olma durumu sözkonusu değildir, dediler’ tabirini de, şablon duruşma zabtında tutarak.. Orta kararına geçti. Davacının avukatları da. Davalıların avukatları da. Olaya şahit..”
Hâkimin, bir sonraki duruşmayı 9 Eylül’e ertelemek istediğini fakat davalı ve davacı avukatlarının o gün öteki duruşmaları olduğu için farklı bir gün talep ettiğini yazan Karahasanoğlu, “Ne beklersiniz? 10 Eylül, 11 Eylül, artık en yakın ikinci müsait gün ne ise, onun verilmesini.. Hakime hanım, bir şeylere kızmış olmalı ki.. “Siz bilirsiniz, o vakit 25 Kasım” diyor.. Yani. Bir çırpıda.. 2 ay 16 gün farklı bir duruşma tarihi belirliyor” dedi.
Hakimin toplumsal medya hesaplarını incelediğini aktaran Akit müellifi, şöyle yazdı:
“Bu yaşanılanı, avukatımız Ali Paccı anlatınca. Bir dakika dedim. Hakime hanımın ismi ile arama yaptım.. Toplumsal medya hesabından, Atatürkçü paylaşımlarını görünce.. Tamam dedim.. AK Parti ile akit davalık olursa.. Hepimiz üzere bir fani olan Atatürk’e “ölümsüz” nitelemesi yapan da hakim olursa.. “Siz kardeşsiniz, sulh olmaz mısınız” diyecek hali yoktu herhalde.. Bu vesile ile HSK’ya bir davet yapmış olayım. 9 Eylül duruşma günü önerildikten sonra, taraf avukatları müsait değiller ise, 25 Kasım’a gün vermek, adetten midir? O mahkemenin adeti midir, bir inceleyi versinler.”
T24
