Karar gazetesi muharriri Ahmet Taşgetiren, 4 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala‘nın özgür bırakılmasını talep eden ortalarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu 10 ülkenin büyükelçisinin bildirisini değerlendirdiği yazısında, “Ankara, Dışişleri kendi kendine samimi olarak sormalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “istenmeyen adam” çıkışından sonra ne hissettiler? Mesela, Cumhurbaşkanı’nın bu tıp çıkışlarının akabinde kesinlikle emsal, hatta daha sert çıkışlar yapmaya çalışan Dışişleri Bakanı Mevlit Çavuşoğlu, iki gün müddetle neden sessiz kaldı? Neden Dışişleri, ve Beştepe’nin kimi takımları “Bu iş ‘persona non grata’ noktasına evrilmesin” uğraşına girişti? Bunu yaparken, bu türlü bir durumdan bildiriye imza atan ülkelerin ziyan göreceğini mi düşündü, yoksa Türkiye’nin bedel ödeyeceğini mi? Çabucak tıpkı sırada Dolar’ın tırmanmasını “tehlike”nin nereye hakikat tırmanacağının göstergesi olarak okumadılar mı?” sözlerini kullandı.

Osman Kavala’nın 26 Kasım’daki duruşmasından 4 gün sonra Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’nin “Türkiye gündemli” toplantısı olduğuna dikkat çeken Taşgetiren, “İster misiniz Kavala’nın 4 yıldan beri süren tutukluluk hali sona ersin, tahliyesi 30 Kasım toplantısına yetişsin. Böylelikle, Avrupa Konseyi’nin önüne “İşte bağımsız yargı” diye bir buket sunulsun.

Bu tıp durumlarda uygulamamız biraz Rahip Brunson ya da Deniz Yücel olaylarına benziyor. Evvel yansıyı veriyoruz, akabinde telafi sistemini devreye sokmayı tercih ediyoruz.” diye yazdı.

Yazının tamamı

T24