T24 Haber Merkezi
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Hürriyet’te Okur Temsilciliği yaptığı devirde yaşadığı etik arbedesinin bilinmeyenlerini anlattığı “Medyanın ombudsmanı Saray’ın medyası” kitabında Ahmet Hakan‘ın köşesinde yaptığı “örtülü yatak” reklamından ötürü Hürriyet’in ceza aldığını yazdı.
Şu an Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Direktörü olan Ahmet Hakan’ın 16 Kasım 2018’de yayımlanan “Yatak asla yalnızca yatak değildir” başlıklı yazısıyla ilgili yaşadıklarını yazan Bildirici’nin kitabındaki kısım şöyle:
“Ahmet Hakan’ın zımnî reklam yazılarını o kadar çok yazmıştım ki, Okur Temsilcisi köşesinde bu yatak reklamına geniş yer ayırmak istemedim. Yalnızca 19 Kasım 2018 tarihli yazımın “Okurdan Kısa Kısa” kısmında Coşkun Uğurcan isimli okurun eleştirisini yayımladım:
“Ahmet Hakan resmen bir yatak markasının reklamını yapmış. Bu markayı övmüş de övmüş. O firma açık reklam yapsa bu kadarını başaramazdı. Yayın Unsurlarınız de buna müsaade vermiyor
herhalde.”
Ahmet Hakan’ın örgülü reklamından Hürriyet’e ceza
Bu türlü bir reklam yazısı yazması isteği gazetenin Reklam Servisi’nden mi geldi, kendisi
mi karar verdi bilemiyorum.
Ahmet Hakan’ın köşe yazısına yatak reklamı yerleştirmesi Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’na da şikâyet edildi. Konsey da yazıyı inceledikten sonra “haber verme, bir mevzuda görüş belirtme, tüketicileri bilgilendirme emelinin dışına çıkıldığı”na hükmetti. Ahmet Hakan’ın, “İşbir yatak markasını övdüğü,
eserlerin satın alınmasına teşvik ettiği ve bu markanın örtülü reklamını yaptığı” sonucuna varan Şura, 12 Şubat 2019 tarihli kararıyla Hürriyet’e 138 bin 172 lira idari para cezası verdi.
Ahmet Hakan’ın saklı reklam içeren yazılarından vaz geçmediğini, durumu periyodun genel yayın direktörü Sedat Ergin’e de aktardığını anlatan Bildirici, Ergin’in “Evet, bunu yapmaktan vazgeçmiyor fakat hiçbir ticari beklentisi olmadığını biliyoruz hiç olmazsa” dediğini yazdı.00:
“Ahmet Hakan, o periyotta başladığı bu reklam kokulu yazılardan hiç vazgeçmedi. Ben birkaç defa daha eleştirdim zımnî reklam niteliğindeki yazılarını. Hiç aldırmadı. İşin garibi, bunun yanlışsız olmadığını söyleyen Sedat Ergin ve sonraki genel yayın direktörleri de hiç müdahale etmediler Ahmet Hakan’ın reklama dönüşen o yazılarına…”
Kitabı hazırlarken Ahmet Hakan’a kendisiyle ilgili kısımlarını ‘itiraz ve katkı’ emelli gönderdiğini de belirten Bildirici, Hakan’dan rastgele bir cevap alamadığını da yazdı.
Ahmet Hakan’la tiyatro sanatkarı ve TKP Milletvekili Barış Atay’ın bir tweet’i nedeniyle de karşı karşıya geldiklerini yazan Bildirici’nin o kısımla ilgili aktardıkları şöyle:
“Barış Atay’ı maksat göstermiş, gözaltına alınmasını sağlamıştı”
“Bir kere de tiyatro sanatkarı Barış Atay ile ilgili yazısı nedeniyle karşı karşıya gelecektik Ahmet Hakan ile… Barış Atay, Twitter’da paylaşımda bulunmuştu:
“O gün geldiğinde hepiniz ağlayarak özür dileyeceksiniz… Affedeni, acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni unutmayacağız. Yok o denli hepimiz kardeşiz falan… Yok o denli hengame istemiyoruz falan…
“Bu adam… Rövanş peşinde koşanların, hengame isteyenlerin, huzursuzluk ve kaos hayalleri görenlerin bir temsilcisi! Adamın şahıs olarak hiçbir kıymeti alışılmış ki yok. Lakin onun şahsında bu ilkel zihniyete haddini bildirmek şart!”
Sonraki gün de polis, Barış Atay’ı gözaltına aldı. Bunun üzerine Ahmet Hakan, “Polisin, kendisini tetikçi durumuna düşürdüğünü” belirterek, Atay’ın gözaltına alınmasına karşı çıktı. Aslında “Bu adama haddini bildirin” yazısının sonucunun bu olacağını biliyor olmalıydı. Amaç göstermiş, polis de gereğini yapmıştı.
21 Mayıs 2018 tarihli Okur Temsilcisi köşesinde Ahmet Hakan’ın “Lütfen bu adama haddini bildiriniz” davetini eleştirdim:
“Bir müellif, elbette eleştirebilir lakin kimsenin kanısını lisana getirmesine set çekmeye çalışamaz, yalnızca kanısını açıkladığı için uslandırılmasını, cezalandırılmasını isteyemez. Çünkü bir kişiyi yargılamak, karar bildirmek gazeteciye düşmez.”
Anladığım kadarıyla Ahmet Hakan sonlanmıştı bu eleştirime. Özetle şöyle bir cevap verdi köşesinden:
“AK Partili bir trol, tweet atsaydı. Deseydi ki: ‘- 24 Haziran’da AK Parti yine büyük bir zafer kazanacak. – O zafer günü geldiğinde affedeni, acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni de unutmayacağız!’
“Nafile bir efordu…”
‘Ey Tayyip Erdoğan! Ey Binali Yıldırım! Bu adam hem size hem Türkiye’ye ziyan veriyor. Bu adama haddini bildirin. ‘Kavga yok’ diyerek bildirin. Çok merak ediyorum. Bu türlü bir durumda…
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici…
‘Ahmet Hakan’ın yaptığı çok yanlış bir gazetecilik… AK Partili trol kardeşimizin yazdıklarında hiçbir sorun yok. Ayrıyeten gazetecinin işi siyasilere davette bulunmak değildir’ diye muharrir mıydı?”
Barış Atay, yargıda hesap sormaktan kelam ediyordu. Şiddet yanlısı olmayan görüşünü paylaşmasından ötürü maksat göstermiş, gözaltına alınmasını sağlamış, sonra da “AK Parti’li troller”den kelam ederek sıkıntıyı ikili tartışmaya çekiyordu. Beni eleştiren yazısının gazetede yayımlandığı gün kısa bir e-posta gönderdim kendisine:
“17 Mayıs 2018’de, Barış Atay ile ilgili ikinci yazınızda polisin sizi ‘Tetikçi durumuna düşürdüğünü’ kendiniz yazmıştınız. Siz olay bu noktaya gelince yanılgınızı kabul edip bir özür dileyerek
mevzuyu kapatabilecekken savunmaya devam ettiniz. Sizi eleştiren beni de maksat aldınız, suçladınız, birilerine şikâyet etmeyi yeğlediniz.”
Yazdıklarını bir defa daha düşünmeye davet ettim… Elbette beyhude bir gayretti…”
T24
