Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “İktidarın internet ortamını tümüyle kontrol altına almasını amaçlayan büyük projenin (polis ve sulh ceza yargıçları dışında) iki büyük jandarması var; biri Radyo ve Televizyon Üst Şurası (RTÜK), ikincisi de Bilgi Teknolojileri ve Bağlantı Kurumu (BTK).” görüşünü savundu. 

Bildirici, “RTÜK, internet ortamında yayın yapan radyo ve televizyonlar ile dijital platformları denetlemek için gerekli hazırlıkları tamamladı. Lisans müracaatlarının kabul edilmesinden itibaren birinci yaptırım kararı Netflix ile ilgili oldu. 3 Eylül’de, şimdi fragmanı gösterilen ‘Minnoşlar’ (Cuties) isimli sinemanın katalogdan çıkarılmasına karar verildi. Artık de müsaade için başvurmayan kuruluşlara ikazlara başladı. Duyurudan sonra 72 saat içinde RTÜK’e başvurmayan radyo ve televizyonlar kapatılacak. Elhasıl, RTÜK’ün radyo ve televizyonlara uyguladığı medya ve söz özgürlüğünü sınırlayan, iktidara yönelik tenkitleri dizginleyen, iktidarın ahlak anlayışını dayatan kararları bundan bu türlü internet ortamındaki radyo ve televizyonlar için de geçerli olacak. İsteğe bağlı yayın hizmetlerini bir katalog içinde sunan dijital platformlar da RTÜK’ün kendilerine çizdiği çerçevenin dışına çıkamayacak.” niyetini lisana getirdi. 

Bildirici, “Sosyal ağ sağlayıcıları, maddedeki şartları kabul edip Türkiye’de kamu otoritesiyle birlikte çalışmaya başlarlarsa toplumsal medya izafî özgürlük alanı olmaktan çıkacak. Eleştirel ve ters fikirler alabildiğine baskı altına alınırken iktidar yanlılarına yeni bir alan açılmış olacak.  Aslında problem yasa değişikliği ve toplumsal medyaya getirilmek istenen yeni kurallar da değil. Şu anda dünyanın en demokratik, en özgür maddelerini da getirseniz, bugünkü Türkiye’de uygulandığı ülkeyle birebir sonucu vermez” tabirini kullandı. 

T24