Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Milliyet yazarı Zafer Şahin’in DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin birleşeceğine ait kulis tezini hatırlatarak, “Ama bunun ikinci bir etabı daha var. O da birleştirilen Deva ve Gelecek Partisi ile Saadet Partisi’nin üçlü ittifak yapacağı istikametinde. Sıkıntı görünüyor lakin şayet birleşmeyi başarırlarsa teklifim başa Abdullah Gül’ü geçirmeleri. Böylelikle Erdoğan’ı sırtından hançerleyen Troyka’nın toplumdaki karşılığını görmüş oluruz. Hem de onlar AK Parti’yi kurduğu günden bu yana her seçimi kazanıp, iktidardan iktidara koşan Erdoğan’ın büyüklüğünü anlamış olurlar” dedi. 

Selvi, “Birleşmeden çok üçüncü bir ittifakın ayak sesleri işitiliyor. Temel Karamollaoğlu, CHP ile ittifak yapmaktan ötürü Saadet Partisi’nde koltuğunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Karamollaoğlu cephesinde bir formülden kelam ediliyor. Buna 1991 modeli deniliyor. Refah Partisi, IDP ve MÇP’nin yaptığı ittifaktan kelam ediyorum. Erbakan, Türkeş ve Aykut Edibali ‘Kutsal İttifak’la yüzde 10 barajını aşıp Meclis’e girmişlerdi. Seçim barajının yüzde 5’e düşecek olması bunları heyecanlandırdı. CHP ile ittifak yapmak, HDP ile yan yana durmak üzere damgalardan kurtulmak için Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nin üçlü ittifakı konuşuluyor. Geçmişteki kutsal ittifaka emsal. Bunun tabanda bir sinerji meydana getireceği yayılıyor. Olur mu bilmem. Temel Karamollaoğlu ve Davutoğlu ister. Ancak Abdullah Gül, CHP’siz ve HDP’siz bir ittifaka yeşil ışık yakar mı, ondan emin değilim. Dikkat ederseniz Abdullah Gül dedim, Ali Babacan demedim” tabirlerini kullandı. 

Selvi, yazısında ayrıyeten şu tabirleri kullandı:

“Abdullah Gül ve grubu, AK Parti’de en kıymetli koltuklarda oturdular ancak Seyahat süreciyle başlayan Erdoğan’ı tasfiye operasyonlarına sempati ile yaklaştılar, dayanak verdiler. Gezi’de Seyahatçilerin, 17-25 Aralık’ta FETÖ’cülerin yanında yer aldılar. Erdoğan, muhtıralara, Cumhuriyet mitinglerine, 367 kararına karşın Abdullah Gül’ün ardında dururken, Abdullah Gül her kezinde Erdoğan’ı tasfiye planlarına dayanak verdi. En sonunda da Erdoğan’a karşı aday olmak için muhalefetle işbirliği yaptı. Ali Babacan’la mühlet sınırlaması konulmayan bir TV programı yapılsa da öbür hangi operasyonlarda bilinmeyen muhalif olduklarını öğrensek.”