Yeni Şafak muharriri Abdullah Muradoğlu, bugünkü ‘Geliyorum diyen felaketler’ başlıklı yazısında iklim değişikliğinin dünyadaki tesirlerinin kıymetlendirdi. Muradoğlu, “Rize’deki sel baskınları da insan hareketlerinin bir sonucu” dedi.

“İnsan hareketlerinden kaynaklı ‘İklim Değişikliği’nin gelecekte dünyanın en büyük krizi olacağının işaretleri giderek artıyor”  diyen Muradoğlu,  ‘doğa’ ve ‘bilim’in bu hususta insanlığı uyardığını, her ülkenin krize farklı yanıt verdiğini yazdı.

“Küresel ısınma”da başrolü kâr odaklı kapitalist ABD ve Batı Avrupa endüstrilerinin oynadığını kaydeden Muradoğlu, “ ‘ABD’ ve ‘Çin’ global gaz salınımının da büyük kısmından sorumlular. Şimdiyse sorun, herkesin sorunu. Alışılmış ki global ısınma fakir ülkeleri daha fazla etkiliyor. Çünkü krize karşı uğraşta güçlü ülkelerin eli fakir ülkelerden daha güçlü” değerlendirmesinde bulundu.

İklim değişikliğini göç hareketlerini etkileyeceğini ve diğer krizleri tetikleyeceğini tabir eden Muradoğlu, New York, Londra ve Almanya’daki sel felaketine değinerek, yazısına şöyle devam etti:  “İklim değişikliği felaketinin daha çok ‘su baskınları’ ve ‘heyelanlar’ yoluyla görüleceği iddia ediliyordu. İnsanlık, ormanları parçalamanın yahut tabiatın dinamikleriyle oynamanın getirdiği felaketlerle yüz yüze geliyor. Ormanların yok edilmesinin zincirleme tepkiler suretiyle yeni hastalık cinslerine yol açtığı da bir vakıa. Bu olaylardan birisi de öldürücü olabilen ‘kene’ cinslerinin yayılması. ABD’nin doğusunda zuhur eden bir kene çeşidi artık her istikamete gerçek yayılmaya başladı. Son otuz yılda ABD’de kene kaynaklı hastalık hadiselerinde istikrarlı bir artış kelam konusu. Bilgilere nazaran ABD’de her yıl yaklaşık yarım milyon insan kenelerin yol açtığı ‘Lyme’ hastalığına yakalanıyor. ABD’de beşere atlayacak tehlikeli virüsler için kaynak teşkil eden bir fare tipinin bulundukları bölgeden diğer bölgelere hareket ettiklerine dair araştırmalar da sözkonusu. Ormanların parçalanması yabanî ömürle insan hayatının temasını artırıyor. Kovid tiplerinin de bu temas sayesinde zuhur ettiğine inanılıyor.

Global ısınma insan aksiyonlarının bir sonucu olduğuna nazaran, krizden çıkmanın yolu da insan aksiyonlarını değiştirmekle mümkün. Rize’deki sel baskınları da insan aksiyonlarının bir sonucu. İklim değişikliği krizi zelzelelerde olduğu üzere bir birikim sürecine tabi. Birikmenin yoğunluğu sonuçları etkiliyor. Krizi durdurmanın süratli bir yolu yok. Ne kadar erken davranılırsa o kadar iyi. Alışılmış ki devletler kadar bireyler de global ısınmaya karşı son derece şuurlu olmalılar.”

Yazının tamamını okumak için

T24